büyümeyi isterdim önceleri
ufak tefek kızmalarından
kurtulmakiçin
nereden bilirdim özleyeceğimi
kendimi mum gibi eritip
o senli günleri yadedeceğimi
Yalnızlık Tanrı ya mahsus
Göç eden kuşlara değil
Sırası gelip yeşeren dallara
Kabuğu içinde vuslat sayan
Kelebek larvalarına hiç değil
kısa olsada ömürleri
sokaklar boyu yürüdüm bu şehirde
aramadığım yer yuva kalmadı
hasretin zirvesinde sallanır yüreğim
acılarla büyütür gurbet
beni bu el memleketinde
Ve gece
Ve karanlık,
Işık arayan akrep
Ve yerdeki su.
Sevdamın eşkali,
Kolumdaki kelepçe
Virandır geceleri gurbetin
boynu bükük bırakır insanı
ağlasan duyulmaz ölsen duyulmaz
dar eder adamı buranın sokakları
sıladan selamı gelir dostların
sana seni kaybediyorum desem
yavaş yavaş usulden
eriyorum desem
yılgın bitik ve sarhoş bir halde
kendime gelemeden,
diyeceklerimi de diyemeden
bir akşam düşünki yaz olsun
karanlık çöksün erkenden,
kuşlarda bir çılgınlık
rüzgarın esintisi,
vursun yüzüne güneyden
yılanları börtüböceği
karıncayı arıyı,
selvi kavaklarını, ceviz gölgesini
peri gibi uyuyan o nazlı camları
hiç bilirmisin sen
toprağı sırdır bizim sılanın
hakikatin er meydanıdır
yalanın. haramın ve paranın
tek iş yapmadığı yerdir
kiminin ihtişamı,
kimininse rızgıdır
yükseltinin olur olmazından çıkan su damarı
çehresi yemyeşil mera,
kuzular ota beslenir
alt taraf alabildiğine engin yar
alt taraf ölü çoban, inatçı teke hikayesi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!