Sıtık Dayim 1 Şiiri - Yorumlar

Muharrem Akman
675

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Zeki parmakları ile havada harfleri yazarak gelirken yanımızda durdu. Bir harfi daha parmağıyla yazıp bana bu ne harfi deyince, Recai abim araya girerek o ne bilsin okula mı başladı daha dedi. Zeki yanımızda fazla durmadan parmağı ile harfleri sayıları yazmaya devam ede ede uzaklaştı. Yabancı birisi görse bu çocuk delirmiş bile diyebilirdi Zeki henüz okula başlamadan okumayı abilerinden öğrenmişti.
Bu yıl okula gitmesi gerekiyordu ama Köyden Zonguldak'a taşınmaya dedesinin onayı çıkmamıştı. Bu yüzden Okullar açıldığı hâlde köy okuluna başlamamıştı, demek ki Zonguldak'a taşınma ümitleri hala vardı. Ağabeyi Hüseyin kardeşinin arkasından onun çok akıllı bir çocuk olduğunu gururla söyledi.
Zekiye hala tek oğlundan dert yanıyor, sağına soluna oğlunun durumunu anlatarak medet umuyordu. Oysa oğlu sıtık askere gidene kadar köy içinde sırıtmıyor, yaşıtları ile hemen hemen aynı şartlarda yaşıyor aynı oyun ve işlere ortak oluyordu. Sıtık normal bir insanın yaptıkları dışında, yaptıkları ile anasının yüreğine korkusu çoktan başlamış ama dışarıya belli etmemişti. Çok geçmeden Zeki ve ailesi Maden ocaklarının yakınlarındaki bir yere taşınmışlardı, bu mahallemizin Alabaylı Nazif ve kardeşi Ala Kerim'in ailelerini Almanya'ya taşınmasından sonra üçüncü aileydi. Almanya'ya gidenlerin tarlalarını kardeşleri ortaklaşa sürüyordu.
Zekinin babası buraya damat geldiği için baba tarafından burada kimsesi yoktu, ana tarafından da sıtık dayısından başka kimsesi yoktu. Kendilerine ait ve ortak olarak ekip biçilen tarlaları mahallemizden bir aile ekip biçecekti. Koca İsmail ve eşi Kara Emine nine yeğeninin yanlarından ayrılıp Zonguldak'a taşınmasını hiç istemiyordu. Öz oğlu Satılmış'ı bir aileye damat verip kendiside kardeşinin kızını evlatlık alıp onun da üzerine maden ocaklarında nam yapmış Çolak Hasan'ı damat almasının sebebini kimse anlam verememiş sırları ile öbür dünyaya göç etmişlerdi. Sıtık neye kızdıysa evde bağırıp çağırırken kızkardeşi ve annesi korkudan sokağa kaçmışlar, sakinleşmesini bekliyorlardı. Onları bu halde görenler yanlarına gelip ne olup bittiğini öğrenince, üvey kardeşleri ve bir iki kişi daha eve girip Sıtığa ne olup bittiğini sormaya gitmişti. Daha sayat kapısını varır varmaz Sıtık evden hışımla çıkmış kimseye bir şey demeden koşarak oda yana doğru koşarak uzaklaşıp gitti. Sıtık'ın babası kutül amare savaşında şehit düşmüş Ondan geken tütün parası ve şehit maaşı ile geçinip gidiyorlardı. Köy işleri onlar için içinden çıkılmaz hale geldiğinde konu komşu el birliği ile işlerini yapıyordu ama elden gelen öğün hiç bir zaman zamanında imdada yetişmiyordu. Örneğin tarladan harmana taşınması gereken buğday yığını zamanında harmana taşımadığı için geç harmana geliyor harman sürme de geç kalıyordu. Sıtık koşar adımlarla gittiği dereyandan normal bir insan gibi ağır ağır evlerinin önünde bekleyen anası kardeşleri ve üvey dayılarınn olduğu yere geliyordu. Yaklaşır yaklaşmaz Hasan dayısından azar yemeye başlamıştı bile. Sıtık dayısına sadece gülüyor hiç bir karşılık vermiyordu. Durumunun ciddiyetini henüz kimsenin anlamasına imkân yoktu.
Sıtık'ın amcası'da Maden ocaklarında çalışırken onca göçük ve çeşitli iş kazaları en sonunda yakınlardaki bir galeride gruzu faciasına tanık olmuş, hepsinden tabiri caizse ucuz kurtulmuştu. Ama onu'da maden hastalıkları ve diğer hastalıklar hayattan etken almış dört kız bir erkek evladı ile zekiye halayı bırakıp gitmişti..


Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta