Sitemdir bu hayat sana..!

dışarısı buz gibi
itin kuyruğunu dondururcasına soğuk.
hocanın akşam ezanı bile
boğuk geliyor bu gün boğuk.
her zamanki yerimdeyim yine.
sanki yıllarca rezervasyon yapılmış gibi.
üstünde adım yazmasa da
başkası zaten oturamaz
otursa da o yerin acısına dayanamaz...katlanamaz...

gözlerim pervane oldu bu akşam
her ayrıntıda takıldı gözüm.
masanın üstünde 1 yaş siyah beyaz resmim
hala aynı bakıyorsun ah be iki gözüm..!
annem gelmiş habersiz
toplamış temizlemiş her yeri
yetmezmiş gibi ocakta hazır bırakmış yemeği.
yine açmıştır camları
ve yalın ayak basmıştır yerlere.
canımın yarısı annem...kimbilir yaparken
nasıl daldı gitti hayallere...

taş olsa sıkılır...oysa
ben sıkılmadım aynı yere oturdum.
ışıkları kapattım
ve her zaman ki gibi bana yetecek
bir ışık yarattım.
odadaki her eşya yıllarımın izleri.
beyinlerine silah dayasan söylemezler
bana ait gizleri.
duvarda diplomamın üstünde hiç sevmediğim resmim.
mezun olduğum gün alelacele çektirmiştim.
yaş 25 bakış aynı.
değiştirmemiş onca yıl
fotoğrafçı amcaya bakışlarımı...

ve şimdi oturdum kendimi kıyaslıyorum
üç ayrı resimde...
biri 1 yaş...
biri 25...
diğeri zaten gözümün önünde...

hani derler ya insan için
7'sinde ne ise 70'inde de odur.
mızmızlık yapma hayat! ! !
40 yılın ürünü bu mudur?

ben seni ne kadar yalansız sevdiysem
sen o kadar yalanla geldin bana.
ben seni ne kadar dürüstçe yaşadıysam
sen ağzı bozuk kadınlar gibi taşıdın beni sokaklara.
ben sana ne kadar güvenle bağlandıysam
sen şeytansı sırıtışlarınlan kestin ipimi...

hadi ben seni yaşarken
arada eşeklik ettim....
peki sen be hayat..!
sen...ben o hataları yaparken
tam bir eşşoğlueşektin....

29_01_2008