* Sitem * Şiiri - Namık Salih

Namık Salih
54

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

* Sitem *

Kaç kişi kazanmış ki Aşkta kaç kişi galip gelmiş?
Sende kaybedenlerden birisin işte
Eğme başını yere Dostum, Vefasızlar utansın
Bilirim yürek sızlar, yürek parça parçadır durmadan kanar.
Haykırmak istersin ağlamak istersin ama utanırsın,, Erkeksin ya..!

Ağla dostum ağla, haykır sesinin çıktığı kadar, gücün yetiyorsa evrenin duyabileceği kadar- haykır Akıtma içine dertlerini
Sonra kapat geçmişe ait bütün ışıkları, İndir bütün şalterleri
Bilirim kolay olmaz içindeki yangını söndürmek ateş olur kor olur
Ama bir türlü sönmek bilmez… Bilirim… Kutuplardaki buz dağlarına gömsen kendini yinede faydası olmaz Bilirim…

Hadi gel biraz mola ver de tellendirelim iki kadeh Belki biraz soğursun…
Birde Nihavent dinleriz oda yanında mezemiz olur, Ne dersin? Hadi dostum hadi sonra yine yanmaya devam edersin…
Hadi yarasın dostum… Azıcık ta olsa unutmaya içelim… vardır elbet sana birkaç sözüm… Bilirim ki bir kulağından girip öbür kulağından çıkacak anında… Birkaç değil Bin bilmem kaç kelime avutmaz seni bu durumda… ben söz edeyim de sen ister al ister alma… Vardır elbet biraz tecrübem yaşadıklarımdan mütevellit…

Nasıl olsa bir gün söner bu ateş vicdansızların arkasından ömur boyu yanılmaz… Sen yinede açık tut yüreğinin kapısını Her zaman gelen gideni aratmaz dostum. Belki bir gelen olur sende gideni unutursun Yüreksizlerin arkasından ömür boyu ağlanmaz… Harammış bu aşk bana de ve unut gitsin
Çok mu kolay unutmak der gibisin içinden, yaşayan bilir diyorsun sessizce biliyorum….
Yaşadım Dostum yaşadım Hem de en acısından… En sancılısından, en acımasızından yaşadım…

Zalimce terk edip gidenin ardından Ne zemheri geceleri, ne zindan gibi karanlık gündüzleri yaşadım…Görebildiğim her yerin, her şeyin gözbebeklerimde kayboluşunu, Hiçbir yere sığamamayı yaşadım… Acımı unutmak, içimde yanan ateşi söndürmek için sabahlara kadar nereye gittiğimi bilmeden yağmurda, Karda, Tipi altında yürüdüğümü bilirim…

Görünüşüyle insana benzeyen iki ayaklı Dost görünümündeki Bazı hain varlıklardan sonra, İliklerine kadar üşümüş dört ayaklı Zavallı sokak köpeklerinden aldığım gerçek dostluğu bilirim. Kıyametler kopsun, dünya yıkılsın ve her şey son bulsun istedim
Bulutlar yere indi ve ben içinde kayboldum sanki gözlerim hiçbirşeyi görmes oldu Küstüm! Zaman oldu çiçeklere, kuşlara, küstüm etrafımda var olan canlı cansız her şeye küstüm Yıldızlara, Ay’a Güneşe küstüm Aşka,
Sevmeye sevdalara küstüm… Ama yıkılmadım dostum yıkılmadımi.

O günlerdeki gibi her gördüğüm güzeli ona benzetmiyorum artık… Kapımın zili çaldığında acaba omu geldi diye heyecanla fırlamıyorum yerimden, Ve telefonum çaldığında. Evet bu sefer o arıyor diye geçirmiyorum aklımdan…
O’na ait her şeyi sildim artık yaktım kül ettim onunla dolu bütün sayfalar, Yani Dostum! O zehir zemberek günleri unuttum artık gidenin ardından Gözlerimden yaş yerine akan kanla yazdığım adı kaldı geriye sadece…

Haydi dostum iki kadeh bitti. Üçüncüsü bozar insanı böyle bir anda…
Ben sana ne kadar unut gitsin desem de, Adı batasıca bir vefasız için bir süre daha yanmaya devam edeceksin… Ben seni yangınınla baş başa bırakayım.
Yaşa biraz daha önceden filizlenen umutlarının kırılışlarını…

Ne diyeyim Vicdansızlar utansın. Arkasına bakmadan çekip giden vefasızlar utansın, Bir gün aşk acısından yanıp kavrulurken Allah ta onları kurtarsın…
Unutursun dostum unutursun,
BİR GÜN SENDE UNUTURSUN…

Yazan: Namık Salih
20 / 06 2009 Antalya

Namık Salih
Kayıt Tarihi : 24.6.2009 01:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Namık Salih