Taşları sırdaş tutan deli çay oluyordun,
Yalnızlık soluyordu içindeki ay balam,
Sonra sonsuzluklara dalıp kayboluyordun,
Şu gönlümün yanında deniz ne ki ay balam.
Bir damla ümid ile Mecnun yürürken aşka,
Gölgeyi mekan tutup beklemeseydin keşke,
Saklanacak nere var yerin altından başka,
Hep seninle gidecek alnındaki ay balam.
Ben bu kara dedikçe hayır dedin akladın,
Ne sevgimde eridin ne sırrımı sakladın,
İki yok arasını var diye kucakladın,
Tuttuğun senin olsun peki peki ay balam.
Ancak şunu unutma veren alandan üstün,
Zirvede üşümeyen yerde kalandan üstün,
Şükrederek yaşayan zevke dalandan üstün,
Gün gelip yürüyecek kundaktaki ay balam.
Orta Asya nakışlı soylu, mağrur tay benim,
Menzilde hedef döven, toz koparan yay benim,
Zeybekçe diz vurulan çekilen halay benim,
Ne lir çalıp oynadım, ne sirtaki ay balam.
Zannetme güneş denen, gecelerden öç almış,
Kozayı mekan tutan ipek sevmeye dalmış
Bak yüz sene öncesi yaşayandan kim kalmış,
Can taşıyan gidici aşktır baki ay balam.
Kayıt Tarihi : 29.12.2002 18:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Ali Kalkan](https://www.antoloji.com/i/siir/2002/12/29/sitem-43.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)