Şita Perisi Şiiri - Mustafa Uğur Can

Mustafa Uğur Can
43

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Şita Perisi

Günü geldiğinde ben susayım
sen konuş Münker ve Nekir’e,
neticede ömrümün dilisin.
Ve sana yemin ederim,
sığınmadım hiçbir yere göğsün gibi.
Bilirim tün güne kavuşur da
biz düne kavuşamayız.
Yine de özlüyorum sevgilim.
Hani Tanrı kokundan çiçekler koparıp
nefesime taç yapardı.
Pencereden izlerdik kara kışları,
gökyüzünde alyadua ama senin tebessümlerinde güneşler açardı.
Seni görünce gönlüm kurtulurdu
göğsümün kafesinden.
Tanrı’m,
esirge beni hatırlama yetimden.
Bin kere yemin ederim göğsümün kemikleri sızlıyor,
burnumun direği.
Acıyan yanımdan tutardın,
hani nerede ellerin.
Boynunun kuytusunda uyuyakalırdı dudaklarım.
Hatırla şita perisi,
ninniler söylerdi hani rüzgârın uğultusu.
Bazen öyle gürültülü severdik ki birbirimizi,
cennetten duyulurdu.
Melekler sağır değil sevgilim
biz artık dilsiziz.
Daha da acısı
er yada geç bir başkası öğrenecek lisanını,
buradan duyulacak.
Keşke burası sağır olsa.

Mustafa Uğur Can
Kayıt Tarihi : 20.12.2020 14:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Uğur Can