Sistem İşsizliği Gösterip Köleliğe Razı ...

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Sistem reostası tapusuzlara tapuyu gösterdi. Sistemin enfeksiyonları sömürüyü meşru etti. Üretim hareketi; kolektif olanla, zorunlu ve geri bağlanımlaydı. Tapu sahipliği; kolektif ligi tapu olukla ele geçirdi. El bir yanda kişilere maldan mülkten yoksunluğun öfkesini teskin ediyor; bunu takdir diyordu. Diğer yandan da yoksulluğa tapu gösteriyordu. Hâlbuki tapu iktisapla hayat, meşru değildi. Geri bağlanım yasası yoktu. Üretim hareketinin zorunlu nedeni değildi. Ve sürecin üretim yaptırır bir neden bağıntısı değildi. Tapu üretim hareketinin ilineğiydi. Sömürüye ve sömürtmeye yarıyordu.

Sizi köleliğe razı eden El mantıklı tapu mana anlayışı sistemin alt yapı sürecini inşa ediyordu. Tapu sahipliği hakkı üst sistemin mantığını da oluşmakla sizi kıskaca alıyordu. Bu nedenle köleci tapucu El sistemleri kolektif üretim gücü kullanıyorlardı. İşte bu noktada kolektif ligi yiten insan; yiten kolektif ligi ile özgürlüğünü de yitirdiğini fark etmişti.

Tapu sahipleri, hemcinslerine neler kaybettirdiklerini iyi biliyordular. Bu nedenle mal mülk sahipleri yoksulluğu nasıl tapusuz oluş ile izah ediyorsa; yoksulluğun da yitirilen özgürlüğünde şaibe sel dikkatini kendi üzerlerinde men etmek için yiten özgürlüğü de bulunan yoksul oluşu, insanın doğumuna bağlıyordular! Bu tür anlayışı ortaya koyan üst yapılı mantıklarıyla diyordular ki; “insanlar özgür doğarlar, özgür yaşarlar!” Ya da “insanlar özgür doğmalı ve özgür yaşamalılar” derler.

İnsan neye göre doğuyordular ki; neyin özgürüydüler? Zorunluluğun olduğu yerde özgürlük olmaz. Özgürlük zorunluluğun bilinci üzerinde oluşturulan kolektif üretimli kullanımla olasıdır. Zorunlu bağıntı içinde olmanın koşullarıyla belirlenen süreçte inorganikler de organikler de zorunlu olurla var oluyorlardı. Zorunlu var oluş ta; doğumların özgür doğup, özgür yaşamağa ilişki olduklarına hiçbir şekilde tarif edilemez.

Tamamını Oku
  • Deniz Ercivan
    Deniz Ercivan 22.10.2017 - 02:09

    yani
    aylak bakkal ne yapsın
    tartacak ne var)
    bunu düşündüren yazıydı
    tabiiki hiçkimse de alım gücü kalmadığın da
    o da malını satamaz,
    boş gezenin boş kalfası olmak zorundadır
    yani bu sistem
    insanı hem dinden hem imandan
    çıkarır










    Cevap Yaz
  • Filiz Kalkışım Çolak
    Filiz Kalkışım Çolak 22.10.2017 - 01:44

    Sisteme şöyle bir bakacak olursak ;İşgücünün, diğer üretim faktörlerinde bulunmayan bir özelliği vardır. Bu özellik, iş gücünün kullanılması ile elde edilen ürünlerin değerinin, bizzat işgücünün değerinden fazla olabilmesidir. Mesela normal işgününü 8 saat olarak kabul edersek, işçi diyelim ilk 3 saatinde ücretini çıkarmakta geri kalan 5 saatte yarattığı değer ise, doğrudan doğruya kapitalistin cebine girmektedir. İşte kapitalist’in işçilerin ürettiği ürünün hiç bir karşılık ödemeden el koyduğu kısmına artık-değer denir. Artık-değeri fiilen hesap etmek istersek, evvela elde edilmiş olan ürünün satış bedelinden, ödenen ücretler hariç, yapılmış olan diğer bütün masrafların çıakrılması lazımdır. Bunu yaptığımız zaman sadece işgücünün yaratmış olduğu değeri bulmuş oluruz. Bundan da işçilere ödenmiş olan ücretleri çıkardığımız zaman geri kalan rakam artı-değerdir.Kapitalist sömürü, kapitalistin artı-değere el koymasıyla gerçekleşir. O halde kapitalist sömürüyü ortadan kaldırabilmek gereklidir ki ,buna imkan veren mekanizmayı, yani üretim araçlarının kapitalist mülkiyeti ve buna bağlı olarak ücretle işçi çalıştırmak usülünü ortadan kaldırmak gerekmektedir Diğer bir deyimle üretim araçları üzerindeki kapitalist özel mülkiyeti yoketmeden, kapitalist sömürüyü ortadan kaldırmanın imkanı yoktur.
    Birde şöyle bakalım üreten bir sınıf var dolayısıyla işgicini elinde bulunduran sermaye sahipleri!Peki ülkemizdeki sermaye sahipleri kimler?İçgücünü elinde bulunduran ve çığ gibi büyüyen çalışan yoksullların artığı bu dümenin sahibi kim?Ve bu sisteme işleyişe neden dur diyen yok!İlginç değil mi hocam.Ülkeyi yöneten çıkıp ''Amerika teröristlere bizi vurmaları için silah veriyor ,ama bize kendimiz korumamız için paramızla silah satmıyor''Ne kadar vahim bir konuşma!Tabi koyun sürüsü de dinliyor!Şaş şak alkış kıyamet!Çok yazık doğrusu!Neden silahını sen üretemiyorsun çıkp da kimse diyemiyor!Yöeticiye ve yönetilenlere bakıyorum da!Vah lkem vah ne halllere kaldın sen!Demekten kendimi alıkoyamıyorum.Saygıalrımla hocam...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta