Şişmanın yeri Şiiri - Funda Bahçeci

Funda Bahçeci
34

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Şişmanın yeri

'küfeliktir ayrılık
Şişmanın yerinde'

Nükte Nuri,
evvelce mebusmuş
susmadığından atmışlar
kanımca
iyi yapmamışlar
'az yiyin beyler
belli olur oldu
göbeklerinizden.'

Yahudi Yusuf'un
derdi dinindeymiş
öğrenince
bir kalemde silmiş memleketini
derdinden
vurmuş kendini şaraba
' yapılır mı
bu dağ gibi delikanlıya
öyle ulu orta söylenir mi bee.'

Veba Vefa'nın
ismi düşmezmiş dilinden
kırk yıl iyilik yapanın.
Veba gibiymiş vefası
iyilik ettiğine edeceğine
pişman edermiş insanı
'düşerken kaldırmış biri
görev edinmiş
iyilik edene hizmeti'

Vernik Veli'nin
sabah akşam parlarmış
bir gün yanmış, kel kalmış
üstüne titrediği saçları
o gün bugündür
kaçarmış gündüzleri
gece yaşarmış
'akşam doğar
gündüz ölür
Şişmanını yerinde
Vernik Veli'

Aşık Ali'nin
hikayesi bin başka
sevmiş yengesini
terk etmiş evini, adresini
şimdilerde hiç konuşmaz olmuş
ele güne karşı
'içtikçe ayılırmış
ayıldıkça içermiş'

Vodvil şarkılar eşliğinde
kaçışlar vardır
bildik bir şeylerden.
küfeliktir ayrılık
Şişmanın yerinde
'hep bir ağızdan
bir ele geçirseler feleği
feleğini şaşırtacaklarmış
ölmez de ayık kalırlarsa'

Funda Bahçeci
Kayıt Tarihi : 28.2.2006 12:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Onlar anlattı ben kaleme aldım.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ahmet Canbaba
    Ahmet Canbaba

    şişmanın yerinde hep hayat hikayeleri anlatılır

    Aşık Ali'nin
    hikayesi bin başka
    sevmiş yengesini
    terk etmiş evini, adresini
    şimdilerde hiç konuşmaz olmuş
    ele güne karşı
    'içtikçe ayılırmış
    ayıldıkça içermiş'

    Alşışılagelmişliğin dışında kendinize özgü bir tarz yaratmışsınız akıcı ve herkesin kendinden birşeyler bulabileceği bir şiir gönlüne sağlık kendini aşman dileğimle.

    Yazarsan sevinirim Ankara Ekinsanat dergisinede şiirlerini bekliyorum Ahmet Canbaba. 05052893879

    SEVDA ÇİÇEĞİM

    Göze değdi bir gülüşün
    dibine düştü aşklar
    olgun bir meyve gibi.
    Sabırsızlığımın sınırlarını zorluyor.
    Ellerim uzanacak yasak meyveye.
    Bir tatlı sürprizin sevinci
    su katmayacak pişmiş aşıma.
    Rüyalarımı dolduruşun……
    Ömrümden kaç gece biriktirdim uykusuz.
    Sessizce taşıdım aşkları gözyaşıma.
    Seni nasıl anlatayım sevda çiçeğim

    Örülmüş geçidime duvarlar.
    Zirveler çoğalıyor üstümde
    Ne ışık olmaya duruyorum
    ne çiçek.
    Nefesimde tomurcuklanıyor hayat
    açmaya duruyorum seninle.
    Mahsul bereketi istif istif
    şaşırmış yönlerim.
    İçimde husursuzluğu Allahın
    bir kaçamak yapar ilk ışıklarda.
    Acıların olurum avuçlarında
    ve ilk ışıklarında sabahın.
    Seni nasıl anlatayım sevda çiçeğim

    Bir kurşun yiyor bazen
    aşk kanadı kırık bir kuş
    gönlüm sensizliğe yorgun.
    Duyguların hele yeni bir aşka acıksın
    seni bir yüreğime gömsünler hele
    ilk günaydınlarınla bir uyanayım
    bakışlarını baştan çıkarıp
    acı bir çığlık gibi sevincin
    hele içinde bir busenle yanayım.
    Seni nasıl anlatayım sevda çiçeğim.

    Aklımda güneş yanığı
    isteklere açılan gönül kapısı
    yaşlı bir ırmak yatağı kuru su.
    Ne zaman kapım çalınsa
    can yürek olur
    can soluk uykusu.
    Sesin sarılır nefeslere
    kanar yüreğimden
    bir yarın.
    Gözlerin kan çanağı
    dudaklarımda acın
    ve dudaklarımda efkarın.
    Seni nasıl anlatayım sevda çiçeğim.

    Ahmet Canbaba


    Cevap Yaz
  • İbrahim Halil Akın
    İbrahim Halil Akın

    slm yine herkese bu şiirde çok damardan sesleniyor

    içtikçe ayrılmış
    ayrıldıkça içermiş

    pes doğrusu tabrikler .....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Funda Bahçeci