Sokak lambaları yorulmuş ki
artık canlı değiller.
Saat gece yarısı,
yarılamışlar mesailerini.
Dar bir sisli sokakta,
yeni kunduralarımın
topuk sesi
boşluğa hükmediyor.
Ağaçlar
akşamdan kalan
yağmurla
sarhoş.
İçimde
binbir hesapsızlık,
yürüyorum.
Uzaklardan gelen bir kadın sesi kesti,
sokakta yankılanan
topuk seslerimi.
Durdum.
O durmadı yine bağırdı,
hep bağırdı.
Ne dediği anlaşılmaz bir dil,
ama yardım isteyen bir ses..
Durdum.
Ses ise daha da yükselerek
sokakları sarıyordu.
Gözümün uzandığı hiçbir yerde
göremiyordum sesin sahibini..
Bir açık pencere aradım apartmanlarda,
yok..
Yürüdüm kulağımda hep o ses..
Kocasından dayak yiyen bir kadının
bağırmaları olduğunu anladım,
yürüdüm.
“Beş yaşım” geldi aklıma..,
yürüdüm ona doğru..
Evimizin mutfağından içeri girdim.
Yerde kurulmuş sofra
darmadağındı..
Kızkardeşim kendini sarmış
babamın bacağına,
babam annemin saçlarına,
ben köşede,kendi dizlerime..
Gözlerim duvara saplanmış..
Annemin bağırışları,
kardeşim ağlayışları,
babamın haykırışları
benim dişlerimde kenetleniyordu
sessizliğimle..
Yürüdüm.
Ağaçlardan yüzüme esen
su zerrecikleri
diken diken ürperen
yüzümde buharlaştı.
Mutfaktan dışarı çıktım.
Evimizin önünde oturdum,
sigara yaktım.
İçeride bir aile kendini parçalamaya çalışıyordu..
İki çocuk,anne,baba..
ortada yerlere dökülmüş çorba..
daha kirlenmemiş çatallar kaşıklar..
ve aç mideler kendisini üzüntüyle doyuruyordu.
Bir nefes daha içtim sigaradan,
içeri girdim.
Ağlayan gözlerimi,
küçük gözyaşlarımı sildim.
Köşeye çekilmiş
duvara yapışmış bakışlarımı söktüm.
Ayağa kaldırdım kendimi..
Babamın elini tuttum annemin
saçlarındaki..
Güçlüydüm artık.
Arkamda elimi tutan
yirmiüç yaşında kendim vardım.
Kardeşim belime sarıldı.
Babamın gözlerine baktım,
gözyaşlarım ayaklarına düştü.
Elini öptüm,
yüzüme sürdüm.
Gözlerine baktım
gözlerimin tüm şimşeğiyle..
Sessiz bir ölüm vardı gözlerimde..
Babamı yere indirdi
gözlerimde gördüğü
can çekişen kendi resmi..
Çömeldi..
bıyıklarını tuttum,
burdum,
kaşlarını düzelttim..
Kardeşim babama vuruyordu..
Ben orada sigara içiyordum.
Annem babama saldırmaya başladı
babamdan saçlarını kurtardıktan sonra,
babam bana sarıldı.
Ben kardeşimin elini tuttum,
annem bağırıyordu.
Sokaktan o pencereye baktım bir daha
baktım uzun uzun..
Kaldırımlar birer göz gibi
beni seyrediyordu.
gökyüzüne çıkmış sesler
birer birer iniyordu.
Kadının sesi azalıyordu artık.
Ben yürüyordum.
Annemin sesi giderek yükseliyordu,
babam ağlıyordu..
Benim babam ağlamaz,
ben hiçbir zaman ağlamam..
Kardeşime sarıldı babam
annem uzağımızdaydı,
elimi uzattım
tutmadı.
Elini tuttum.
Yavaş yavaş eğildi bana doğru..
Sigaram bitti..
Sokağa fırlattım izmariti,
çıktım evden..
Son köşeyi döndüm sisli sokaktaki.
Kunduralarım çamur olmuştu.
Evim öyle küskün
beni bekliyordu..
İçeri girdim..
Annem yine gülüyordu..
Beni ve kardeşimi iki koluyla sarmış
eski bir fotoğrafta..
Babam bıyıklarını taramış
sert,sevecen bakışıyla bakıyordu.
Kunduralarımı silip kaldırdım.
Aynada yüzüme baktım,
ağlamışım..
2000/Pendik
Selçuk ŞahinKayıt Tarihi : 25.7.2004 17:49:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Selçuk Şahin](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/07/25/sisli-sokak.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!