Çıktım kapının önüne,
Karşımda sisli dağlar.
Yaktım sigaramı çayımın üstüne,
Bir daha bir daha üfledim dumanları gökyüzüne.
Tandırın başında ki,
Bir gözü yumuk ananın ellerinde sıcacık...
Çok ekmeğimi pişirdi çok!
Sanırsın Uğurlu Köyü’nden gelmiş de anam,
Benim de hiç haberim yok.
Adından bahsetmeden geçersem eğer,
Tandırın başında ki O ,
O , bir gözü yumuk ananın ellerinde,
O sıcacık ekmek,
Yumruk olur taş olur boğazımızda düğümlenir kalır.
Düşünüyorum da,
Biz öyle insanlarız ki, biz
Yüreği sıcacık ekmek kokan
Eli cömert, gönlü cömert, fikri cömert
Analarımızın ellerinden,
Bir değil, üç değil, beş değil,
On kere,elli kere, yüz kere
Bıkmadan usanmadan saygıyla,sevgiyle öperiz.
Yiğidin hakkını yiğide,
Gözümüzü kırpmadan veririz.
Hızlı hızlı geldi Ali Rıza,
Meslektaşım,arkadaşım,yoldaşım
Biraz dalgın,biraz yorgun
Uzun uzun baktı havaya ;
Günaydın dedi günaydın Mustafa!
Hava da çok kötü ama
Doğum varmış biz gidiyoruz Yamaçlı’ya.
Sisli dağların yamacında,
Yeni bir can doğacak.
Biz de daha dün doğmuşuz gibi,
Hep sevmişiz,tutkuyla sarılmışız
Dün bir bugün iki derken mesleğimizi dörtlemişiz.
Yokluk içindeki öğrencilerin,
Zorluk içinde çalışan öğretmenleri olmuşuz.
Her şeyi, hemen, çabuk çabuk,
Bir çırpıda tamamlamak istercesine,
Kaybolan yılları bir anda yok edercesine
Bir hamlede yapmak istiyoruz.
Düşünüyorum da…
Bizler şartlar ne olursa olsun yaptığımız işin hakkını,
Şartlar ne olursa olsun,
Mutlaka elimizden geldiğince veririz.
Küçücük odalardayım, küçücük
Kitaplarım,mutfağım,hayatım
Okulda yatar okulda kalkarım.
Okul benim sarayım.
Üşümesin diye yüreğim
Ellerimi hep göğsüme basarım.
Düşünüyorum da…
Öyle çabuk geçiyor ki zaman,
Biz yarınların temellerini,
Tuğla tuğla,fidan fidan,yürek yürek
Akıl akıl,bilgi bilgi,ahlak ahlak,
Evlerde,sokaklarda,
Okullarda okullarda,
Sabırla,
Atarız.
Öyle burnumda tütüyorsun ki ,
Ey hasretim!
Gel desem gelir misin,
Ver desem ellerini
Ver desem verir misin?
Sensiz gecelere sordum özlemlerimi,
Nerdesin, nerdesin?
Düşünüyorum da...
Öyle çabuk geçiyor ki zaman,
Bu günün işini bırakma yarınlara
Sabaha çıkacağımız hiç belli değil.
5
Çıktım kapının önüne
Karşımda sisli dağlar.
Yaktım sigaramı çayımın üstüne,
Bir daha bir daha üfledim dumanları gökyüzüne.
Düşünüyorum da,
Düşünüyorum da,
Güzel günleri görmek hiç de öyle kolay olmayacak,
Yüce dağların sisleri
Eninde sonunda, hiç kuşkum yok, mutlaka kaybolacak.
Çeper Köyü-1980
Mustafa Çetinkaya
Kayıt Tarihi : 4.9.2018 01:04:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Çetinkaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/09/04/sisli-daglar-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!