Sıska İnsanlar (Sylvia Plath)

İsmail Aksoy
1898

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Sıska İnsanlar (Sylvia Plath)

Her zaman bizimledir sıska insanlar,
Gri insanlar gibi yetersiz ebattalar

Sinema perdesi üstünde. Deriz ki
Gerçek değiller:

Bir filmdeler sadece, şer manşetleri
Yaratan bir savaştalar sadece.

Biz küçükken çok acıkmışlardı ve bir deri
Bir kemik kalmışlardı ve istemiyorlardı

Çöp gibi kollarının tekrar tombullaşmasını,
Kabartmış olsa da barış fare karınlarını

En vasat masanın altında bile.
O uzun açlık savaşı sırasında

Sıskalığı koruma yeteneklerini
Bulmuşlardı, daha sonra

Kötü düşlerimize gelmeyi, tehditkâr
Tüfekleriyle değil, sövgülerle değil,

Fakat sıska bir sessizlikle.
Pireli eşek derilerine sarılmış olarak,

Yakınmaksızın, her daim
İçerek teneke kupalardan sirkeyi: taşırlar

Kurayla belirlenmiş günah keçisinin
Dayanılmaz halesini. Geceleyin

Ayağını attığında ay
Çamurdan kulübesindeki yaşlı kadının avlusuna

Ay zayıf ışıktan kabuğa dönene dek soyar bıçağı,
Ayın cömert tarafından yağlı etini

Kesmekten kendini alıkoymaya oranla
Alıkonamaz artık bu denli sıska bir soy

Ecnebi kurbanlar misali
Kafanın büzülmüş ülkesinde,

Yabani ot gibi bir soy duramaz düşlerde.
Bu sıska insanlar yok etmezler şimdi

Kendilerini şafak griliğinin
Mavileşip, kızıllaşması misali, ve dünyanın

Çizgileri belirir ve renkle dolar.
Sürdürürler güneşli odada durmayı: Solar

Kenarları katmer güllü ve belemirli duvar kağıdı
İnce dudaklı gülüşleri altında,

Solar krallıkları.
Nasıl da desteklerler birbirlerini!

Kırlarımız ve yeterli derinliğimiz yok
Sert taburlarına karşı kale

Oluşturmaya. Bak, nasıl da yassılaşır ağaç gövdeleri
Ve yitirir güzelim kahverengilerini

Sıska insanların ormanda durmalarıyla sadece,
Bir eşekarısının yuvası misali dünyayı sıskalaştırıp

Daha gri yaparlar; kemiklerini bile kımıldatmadan.

Sylvia Plath (1932-1963, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 13.4.2008 16:13:00
Hikayesi:


The Thin People by Sylvia Plath They are always with us, the thin people Meager of dimension as the gray people On a movie-screen. They Are unreal, we say: It was only in a movie, it was only In a war making evil headlines when we Were small that they famished and Grew so lean and would not round Out their stalky limbs again though peace Plumped the bellies of the mice Under the meanest table. It was during the long hunger-battle They found their talent to persevere In thinness, to come, later, Into our bad dreams, their menace Not guns, not abuses, But a thin silence. Wrapped in flea-ridded donkey skins, Empty of complaint, forever Drinking vinegar from tin cups: they wore The insufferable nimbus of the lot-drawn Scapegoat. But so thin, So weedy a race could not remain in dreams, Could not remain outlandish victims In the contracted country of the head Any more than the old woman in her mud hut could Keep from cutting fat meat Out of the side of the generous moon when it Set foot nightly in her yard Until her knife had pared The moon to a rind of little light. Now the thin people do not obliterate Themselves as the dawn Grayness blues, reddens, and the outline Of the world comes clear and fills with color. They persist in the sunlit room: the wallpaper Frieze of cabbage-roses and cornflowers pales Under their thin-lipped smiles, Their withering kingship. How they prop each other up! We own no wilderness rich and deep enough For stronghold against their stiff Battalions. See, how the tree boles flatten And lose their good browns If the thin people simply stand in the forest, Making the world go thin as a wasp's nest And grayer; not even moving their bones.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Aksoy