Sis ve Portakal Mevsimi

Abdulbaki Akpınar
35

ŞİİR


62

TAKİPÇİ

Sis ve Portakal Mevsimi

omuzlarında yanan ateşi körükler izzetiyle
gözlerinde emr-i bil maruf kuşları
portakal mevsimine uçar elleri

körlük aptallığın senedine yazılmış tarihtir
şaklar kırbacı şırak şırak şırak
mevsimler bilindik öykülerdir
elbet zarına sarılmış solucanlar anlatacak
seçilen bir sistir zaman
susacak susacak ve uyanacak

kirletme ellerimi ey duyulmayan ses
bu nehirler durdurulamaz akacak ve akacak
yatağımda saklı dilleriyle yılanlar
göğsüme dayayacaklar ağızlarını tıslayarak
oklanacak şefkât allamasıyla kaldırımlar
başlarında kısalan gölgelere afyon ve efsun

hatırla denilecek bir sabah kulağına
karartma ayinlerinde sesin duyulacak
bu nehirler durdurulamaz
akacak
ve …


Abdulbaki Akpınar
Kayıt Tarihi : 9.3.2008 13:30:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Bekir Şahin
    Bekir Şahin

    Her geceden sonra sabah…
    Her kıştan sonra bahar…
    Her sisten sonra portakal mevsimi…

    Güzel

    Cevap Yaz
  • Penoger Lusias
    Penoger Lusias

    Bu şiirinizi yeni gördüm. Çok farklı bir tarzınız var ve bu bana çekici geliyor.

    Cevap Yaz
  • Deli Diyorlar Bana Desinler Değişemem
    Deli Diyorlar Bana Desinler Değişemem

    ve evet kaçınılmaz sonuç,
    kutlarım çok akıcı bir anlatış ve yerli yerinde dizeler

    Cevap Yaz
  • Esra Erdoğdu
    Esra Erdoğdu

    Abdulbaki Akpınar... Şiirlerinizi özlemiştim.
    Zamanın perdesine saklanan ummandadır sisten sıyrılanlar...

    Cevap Yaz
  • Hasan Tan
    Hasan Tan

    Şiiri okuduktan sonra aklıma şöyle bir söz geldi.
    Ey insan! Zaman sensin. Sen iyi olursan, zaman da iyi olur. Kötü olursan, zaman da kötüdür. Muaviye'nin sözüdür sanırım..
    Orta çağın bir yanı kör, öte yanı asr-ı saadet idi..

    'gözlerinde emr-i bil ma'ruf kuşları' İşte buydu zamanda yolculuğuma sebebiyet veren. İnsanın bir zamanı bir ömrü olur. İşte her insanın bu noktada kendi zamanına etki etme imkanı da doğruyor sanırım. Ve benim bu sanrılı halim bana, böylelikle insanlık tarihinin de etkilendiğini hatırlatıyor..
    Zamanın mekandan münezzeh bir şeymiş gibi ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü aklıma ; Düşün uzay çağında bir ayağımız, ham çarık kıl çorap(ta) olasa da diğeri. diyen Ahmed Arif'in ne kadar haklı olduğu geliyor aniden.. Aynı tünelde yaşayan insanların farklı aydınlıklar yaşaması.. Ve fakat zamanın mekandan ayrı düşünülmemesi gerçeği de söz konusu elbette. Felsefe ve somut bilimlerin paradoxal tartışması alanına girebilir bu durum bilemem. Ancak ;
    Zaman Harekatın rengidir diyen Said-i Kürd-i güzel ve farklı bir bakış açısı getirmiş.
    Zamanın kainatın devasa saati. Ve bütün mahlukat bu sel içinde akıp gitmektedir..
    Ve..
    uhrevana kalacak perdenin göremediğimiz gizemli tarafı.
    Şiirden uzaklaşmış olabilirim ama Emr-i bil maruf..
    Güzeldi Abdulbaki.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (6)

Abdulbaki Akpınar