Sis ve hürrem sultan

Elazığlı Mustafa Kaya
2425

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Sis ve hürrem sultan

(…aşağıdaki yazı istanbula tayinimin çıktığı ilk gün yeni okuluma giderken sisli bir İstanbul günüydü ve hissettiklerimdendir…vapurda ve otobüste yazılmıştır …)

… gökyüzü açıktı Üsküdar’dan karşıya geçiyorum sis vardı, ne Sarayburnu ne Eminönü görünmüyordu Ayasofya, Sultanahmet minareleri kaybolmuştu, böyle de güzeldi İstanbul, bir yanı apaydınlık bir yanı sis altında kalan şehrin grileşen rengi beni heyecanlandırdı yakınlaştıkça önce minareleri sonrasında birden beliriveren tarihi binaları karşımıza çıkıyor şehrin ve müthiş bir manzaraydı çok etkilendim Topkapı Sarayı’nın silüetinin ardından Yeni Camiinin egzotik en nihayet Süleymaniye’nin muhteşem gururu içini titretiyordu insanın…

Sis ve İstanbul harikaydı bu sabah Beyazıt Kulesi aniden dikilir sisler içinde çıkıp gelen Osmanlı Donanmasının Kaptan-ı Derya gemisinin sancak direğini andırıyordu. Ürküten mi yoksa büyüleyen bir tablomuydu gördüğüm, uzun süre bakındım çevremde,iskeleye yanaşırken Eminönü vapuru sis devam ediyordu, vahşi manzarayı vapur düdükleri motor sesleri satıcı çığlıkları bozuyordu arabaların farları heyecan veriyor yabancı turist gemileri de Karaköy rıhtımında iğreti duruyordu, lüksün teknolojinin araçları İstanbulun nostalji renkleri yanında maketleşiyordu.İstanbul sis altında sis kenti boyamıştı kendi rengine,manevi kokular vardı kokladığım … az sonra açmıştı hava.. ilk kez açan güneşe içerledim sıkıldım sisi dağıttığı için her şey çirkinleşti sanki fark edebiliyordum kirini şehrin… atılmış çöpleri oraya buraya gelişigüzel terkedilmiş virane yıkık binalar betonlaşan kimi yerde modern görünüşlü kirletilmişlikleri..içimi kaplayan hüznü anlatamam dünyanın en güzel mavi şehrin bu arka yüzü derinden beni parçaladı..çağ açıp kapayan kentin tarihini düşündüm sessizce…
Ve sessizce seyrediyor Topkapı sarayı İstanbul Boğazını, Marmaradan Karadeniz’e Karadenizden Marmaraya esen her rüzgarı… aklım takıldı sarayın tarihine.. yüzyılların sır perdesi aralandı, görünmezliğe mahkum edilen saray kadınlarını düşündüm. Demir kanatlı kapıların ötesine geçemedikleri çepeçevre yüksekçe çevrili duvarların ardındaki dünyayı merak ederek.. fani olan, ölen kadınları diyorum… H ü r r e m sultanı aradım… hepsi öldüler cariyeler de vardı haremin… aşk ve elem çiçekleri cariyeler..
sislerin için de yükselerek göğe başı değen kulesiyle Topkapı Sarayı boğazın girişinde sizi gözetliyor.. H ü r r e m Sultanın gözleri var üzerinizde… gözlerine baktım Hürrem in sis vardı göremedim baktığına eminim,bir Kanuni arıyor sanki..istanbul kadar gizemli…önemli derinlikli gözleriyle…üzüntülere tahammülü yoktu Hürrem in padişah kadar güçlüydü süzüşü…. bakamazdı gözleri hiç kimsenin,gözüne Hürrem in ….esir pazarlarından Saraylara saraydan güce, kuvvete,kudrete geçisin adıydı adı..
.....sislerin arasında üzerime üzerime gelen gittikçe büyüyen Topkapı Sarayı kimbilir ne büyük tutkuların, ölümüne aşkların… kölelikten sultanlığa tırmanan kimi kadınların saltanat sürdüğü belki de tek bir kişi için kurulmuş gizemli bir dünyaydı. Topkapı Sarayı görkemli ve hazin yaşamların gergefiydi sanki… gözleri Hürrem’in gözleriydi gördüğüm, sisler arasında beliriveren unutulmaz gözlere benziyor… yıldızları çok gecenin huzur veren bakışlarıydı bakışı,sis ve gözler…masum duruşuna aldandım sisli bir sabah istanbul’un ve İstanbul kadar güzel Topkapı sarayının duruşu vardı.mahçup yapayalnız, benim mahçup ve yalnızlığım kadar…çok hazin geçiyor gecelerim …gözleri yoksa Hürrem’in, çekilmezdi İstanbul,neden hep gözleriydi beni istanbul’a çeken Hürrem’in …
Vapurdan iniyorum her şey berraklaştı.. ne öncelere gidebilirim ne de H ü r r e m’in gözlerine ulaşabilirim.. yorgunum.. ayaklarım mecalsizleşti… ortaca yaşım bir başıma halimle tarihle oynayışımdan… sis kadar kendimi kaybetmiştim buna hakkım var mıydı… İstanbul’a daha yeni geldim daha çok meraklarım olacaktı…ilk günlerimin bende yaşattığı bir sabah İstanbul u sevmek güzeldi tarihte bir yolculuk olsa da….belediye otobüsü durağa yanaşmıştı..126-c….cevizlibağ-güngören hattı..ve daha yolum uzaktı…surların yıkık hallerine bakına bakına…yıkılmaya yüz tutmuş zamana dirençsizleşen o çetin surlarında hayallerim dolaşa dolaşa…

Mustafa KAYA
30.10.2000 / Eminönü
www.mustafakaya.net

Elazığlı Mustafa Kaya
Kayıt Tarihi : 25.9.2005 00:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Elazığlı Mustafa Kaya