Geceleri gökyüzüne dalıp yıldızlarımı çalan;
Ansızın kapı eşiğinde debelenip duran
Ah sersemler!
Yine gülüp geçiyor,
Duymazdan geliyor,
Unutup geçiyor,
Masumiyetiyle geliyor,
Ki bu yoldan;
Firariler de geçiyor,
Masumlar da geçiyor,
Korkaklar da geçiyor,
Fakirler de geçiyor,
Kaldırım da yalnızlıkla dost edinmek isterken;
Mahalle çocuklarının samimiyeti ürkütüyor
Bir babanın şerrinden korunan avereler;
Taziye ziyaretinde üzülmek başlıca olaydı
Zaman ve mekan dekorasyonundan muaf ve de galipken
Gökyüzüne ulaşmak aslında kolaydı...
Piramitlerce çakılan üç silahşörce mücadele
Sonrası...
Satırlarla da sitem edip savaştılar...
Sineye çektikçe...
Elbette!
İslam'ın çocuğunu kundaklayıp yaktılar
Ahh Sema...
Çocukların merhametine sığınıyorum yine..
Kurşun bilirim akşam ezanından sonra adres sormaz
Her ne kadar kaçsam enkazından ağlamakla dolar duvarların
Kraliçe Victoria'sın izniyle raptolonur kalır belgen ve imzan
Akşam ezanından gayrı sağ kalırsam Sema
Yıkacağım çocukların hıncıyla
Rothschildleri de, Amerikan paryasını da
Evet, göklerde uyuyakalmış bütün yıldızlar...
Ah sema...
Hepsini kucaklamıştım ta ki taşana kadar!
Bir kucak dolusu senle uyanıp kalksam..
Bir çağı kapatır gözlerin,
İstanbul’u da fetheder gözlerin,
Akdeniz'de bir parçaydı gözlerin,
Viyana'ya kadar kuşatır gözlerin,
Fatih'i de sultan eder gözlerin,
İsrail'i kana boğar gözlerin,
Ki gözlerin;
Göç ettirir onlarca hakirleri...
Savaşa konu ettirir kafirleri...
Zengin eder onca fakirleri...
Yıkar kibrinde boğulan kirlileri...
Herşey rüya gibi! Saklar bütün gerçekleri..
Ki herşey rüya!..
Keşke bir kucak dolusu senle uyanıp kalksam...
Gerçeklerden arınıp bir senin rüyanda uyansam...
Hayır, hayır!
Olmamalı ahmak gramerin kıskacında Tanrı
Jeolojik hata yok oluşundan ötürü hayata bağlanmamalı
Hayır! Siriusun gölgesinde Nil
Şiirimi İsrail'den başka kim katledebilir
Gazzeli taşralar yetiştirir taş put ne varsa
Kıyameti babam koparırdı akşam ezanı geç okunsa
Secdeden ötürürdür susmayan dil
Kuran'dan başka İsrail'i kim kurtarabilir?
Oysa Kudüsden ayaklanmış nehrin
Silahıdır iki gözümün nuru akar gözyaşım
Yorgunluktan ve adetten
Sancıyor gözlerimin eti...
Sema!
Tut ellerimi
Ve böylesine saflıkla yol kat eden bir canavar;
Ve ölesiye seven bu canavar kızgın demirlerle taşlandırılıyor...
Ateş alsa da sol yanımda ki titrek kaburgalar...
Eksi bilmem kaçla sol yanımı senle canlandırsalar...
Yetmiyor!
Buz dağının en ucunda senin için dumanlar göğe dağılıyor...
Ah hırlıyı hırsızı ayırt edemeyen masumiyet abidesi;
Sonunda zincirlerini kırıp sefillik içinde kalbini çalıyor...
Ki samimiyetden ürkmüş insanların korkusu bir gerçek!
Adaletin tellerine vurulmuş sancı masum insanları cani ile baş başa bırakıyor
Emrullah Burgu
Kayıt Tarihi : 27.5.2021 15:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!