Sırtımda bin yıllık, bin dev yükü
Demin bir serçe alıp gitti, gördün mü?
Hangi rüyaya el uzatsak, tasviri yok
Aklıma gelmese belki, ziyanı da yok
Çıkmıyor sarnıcından o eski şehirlerin
Yoluna gözüm ilişse de hevesi yok
Çağların da üstünde, bir zaman diliminde
Hangi yılda olduğunun da bir hükmü yok
Takvim dediğin saçlara, akça söyler zamanı
Aksak bir kaplumbağa kadar ömür yok
Kelebeklerle teselli edilse de tırtıllar
Dönüp baksan uçmaya da mecali yok
Sırlarım girdabında çözülmeye yüz tutsa
Her aşikarı gömmeye ömür yetmez
Uzaklıksa dileğimiz; on adım say, bilemedin otuz
Tenhaya gitmeye lüzum kalmaz
Dumanın efkarında boğulur alevler
Yeterince acı varsa feryada da lüzum kalmaz
Zorbanın ısrarıdır kelepçe
Oyun bitip yalan dile gelince
Dalgalar kumsalında kumda yazı durmaz
Okyanus sayılan gönüle yalan tutmaz
Temel say söylenen tüm kelimeleri
Harf balıkları getirir dize cümleleri
Vaktine gebedir kader
Su olsa, yolunu bulur, akar gider
Şaşırma; imkan verilmez, imkansızın yerinde
Bil ki sandalcının yüreğidir açılan denizlere
Bu akşam başka şiirlere ihtiyaç duymayacak kadar yalnız
Bu akşam imkansızın koynundayız
Kayıt Tarihi : 2.8.2017 22:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Talha Onuk](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/08/02/sirtimda-bin-yillik-bin-dev-yuku.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!