Sırrın Sureti Şiiri - Yusuf Emre Anılgan

Yusuf Emre Anılgan
15

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Sırrın Sureti

İşte sureti sırrın.
tevatür dedikleri gerçek oldu.
Mahareti sırrın
ifşa edileni hemen buldu.

Yalan idi tek gerçek olan.
Sıfatında kaybedip vasfını
sihrine kandı sözlerin.
Diş ağrısına sebat edemeyen
ben,
bıçak yarasıyla yandım diyen
ben...

ben iken en basit acıya tahammül
edemeyen..
bu gönül yarasıyla nasıl etmeyeyim figan.

İşte gözlerimin hüneri.
Yine yarı yolda
bıraktılar beni.
İki tane serseri,
iki ayrı koldan
yaktılar beni.

Ey sefil
tüm cenahını dolduran zifiri bir karanlık şimdi.
Tüm hayatını dolduran içi bomboş bir vehimdi.
Gece yatağından çıkarmadığın,gündüz fikrinden
atamadığın,gününü karartan,geceni örten kimdi...

İşte sureti sırrın.
Hüzünle kıvırcıklaşırken kalbim,
sarmaşığa dönüp
çepeçevre sarmışken ruhumu
bu acımasız girdap
sırtıma alıp tüm günahımı
senden uzaklara gidiyorum.
Geride ne kadar varsa sevap
ihtiyacı olana hibe ediyorum.

İşte sureti sırrın.
ifşa edilmeye ne hacet.
Görene malum.
Sen inatla görme.
Alışkanlık yaptı
artık bende bu zulüm.

İşte...
Bu alana giriş yasak,
Özümü sözüme ekledim,
Dedim ki: Şöyle bir salsak,
ama tehcirle ağırlandı
sözlerim.
Hüzünlü bir sona şahit
olarak kapandı gözlerim.
Kabir azabında aklanmadı
benliğim,
Kevser ile paklanmadı
Sırattan düştü,
ateşle pişti,
uslanmadı benliğim.
Belki de senin yüzünden
cehennemliğim.

Yusuf Emre Anılgan
Kayıt Tarihi : 17.7.2007 15:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yusuf Emre Anılgan