Sırrın Rüyası.... Engin DEMİRCİ.. www.be ...

Engin Demirci
946

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Sırrın Rüyası.... Engin DEMİRCİ.. www.beyazrenkler.com

Bütün Aşkın sırrı bu “İKRA! ”dadır.
Sırrın Rüyâsında gelen sevgiliyse eğer, kim gitmesini ister?
Gel ey Sevgili
düşünen biri, İşte ben..!
Beyazın gizlediği; aşk
Hayat…
Aynadaki Ben…
evet ilk aşk gibi bir şeydir
Ne tuhaf!
Gel yeni vakitlere çıkar bizi
Gizlice korkulan şey hep gerçekleşir sonunda.

Başkalarının derinliklerinde oynama
Birinin alın yazısını paylaşmak…
Anla beni! ...
Şems-i Mevlana Divan-ında leyl vaktinde
yalnıza yâr, dostsuza dost olur.
Nasılsa telâfisi yok yaşadıklarımızın
Sakın ağlama, benim için ağlama...
Ben boşlukta tutamam ki ellerimi
Ruhum üşüyor...Rüyâ...sarıl.....
Bir rüyânın peşinde aranan gölge...

İki aşk arasında kalakalmışım….
Dayanılmaz bir acı bu.
Şimdi bir tevekkül var elimde.
Şiir bitse kelimeler de tükenecek
Meçhule malûm pençe
Aşk Üstüne, sorularımı kim yanıtlayabilir? ..
Rüyası görüldü yaşamadığımızın öleceğiz.
Mutsuzluğumun kaynağı çelişki.
Başkalarını kandırmak kolay da,
hayatınız boyunca kendinizi bile kandırmış
olabileceğiniz geçti mi hiç zihninizden?

Sorun; o duyguların yaşanma şekli ve paylaşımı
kimseler bilmiyor...
gelmiyorsun konmuyorsun yamacıma
Yine o rüyâ…..
anlatsam apaçık olanı
Öyle olmadı.
şahidimdir yıldızlar
kalp kalbe karşı mı acaba?

bir şeyler anlatıp, fikir verirken;
Atı alan Üsküdar’ı geçmiş bile.
Sessizlik.
Saat gecenin üçü..
Avuçlarımda Çıldıran Deniz
Sensizlikti…
Kimse yoktu…
bitirdim rûyanı - ey vakit arınıyorum

Biz ki biz değiliz bize elveda.
bir oyuna rast geldim
sen olmayınca kötülük daha kötü görünüyor
her taşı yakup hüznü
yazsak deftere sığar mıydı
Damlalar, damlalar, damlalar
Sana hasretten başka nasip yok…
Çıldırırcasına…..
Ya da hep yarım yaşıyorsun.
ve ben hâla yaşamaktan korkuyorum

Böyle olunca da adın “ Zor insan “ oluyor tabi ki.
Oysa...
Biriktirdiğim insan suretleri kadar yalnızım.
İçinde ismin geçen bir şarkı söylemek” gibi....
Ne büyük hayallerimiz vardı
Bazen kendi yalnızlığına gömülmüş bir halde görüyorum seni.
Hayat devam ediyor yine de...
kırılgan kelimeler
Küçük bir Öykü...
benim de şiirlerim var, aşk konulu
dem hicaz gam hicaz

Maharet mi yani bu?
Hayır, Hiçlik...
Aşk mektupları
hiç değil. Övünme mi?
Asla, İçime
şahit ol kalem!
Yaşamak istediğin,
her şey aşk için! ..
yaşayacağın her şey kursağına dizilip kalıyor.
Keşke diyorum…
Demek istemesem de….
Ve daha içime
KEŞKE…..

..
Ruhumla bedenimin söz düellosunda sanki.
Ve daha da derine
Hiç durmadan birbirlerine sataşıyorlar.
artık sevgisizliğe sobe! ...ruhuma.
Ruhum inzivaya çekilmiş bir halde

Bir nefeste çıkmışım bizim yokuşu...
Bedenimse ona inat en aceleci haliyle yaşıyor
Unutulan aşkın karanlık yüzüne
bir hiçte neler saklıdır…
Boş ver diyor ruhum bedenime,
en efkarlı haliyle söylüyor
bunu hafifçede uzatarak kelimenin son harfini.
bir tek seni sevmek çok değil

Daha çok kendimle baş başayım şimdilerde.
hiçi hiç yapan nedir?
Yine her zaman ki gibi en büyük hedefim BEN!
her şey gönlünce olsun.
İşte yine o iğrenç durum.
Tamamlanmayı bekleyen kelimelerde kelamım
bırak bozulsun içimdeki büyü
Vazgeçilmez oluşunun sırrı bu işte:
biri üflese...
Esselâm, Esselâm ya şemsim! ...

Hayat Bir Kez Olsun Eğilip Öpsün Alnımızdan...
ve olmasın sen olmayan dünya da.
karanlıkları iyi tanırsın sen
Sana bir şey olmasın.....
O şiiri bir gün mutlaka yazacağım...
Ve orası bir yer olmasa ve ben
Sabaha varmadan
ay ışığına batmış

Çalıyorum kapını eski bir hüzün
Ben ağlarken - ben ağlarken! yalnızca Sana....
Güneşin doğmasına az bir zaman kaldı
Sakın ağlama, benim için ağlama...
Kapına geldik; aşkı öğret bize; ve aşkını ver yüreklerimize.
Hoş çakal

Her şey onunla ilgili
darıldı hayat Ömrün yarısı gece
yarım kalan düş’tü
ellerinin ten telaşıymışım.
hep o ilk yalnızlıkla kurtulduğum
Yarısı Gece yarısı
se(s) n/sizlikte terk edilen bende

Senin Harflerin İçin
Sözün bittiği yer
Bak burada hayat bekliyor seni...


Beni çocuk et! .
Bunun böyle olmasını siz istediniz..
Artık oyun başı benim:
Sustuğum sürece var olanlar için,
sustukça inandığımı düşünenler için,
kabullenmenin bir şekli olduğu için,
kabullendiğimi düşünüp açık vermeleri için,
suskunluğumda mutluluğu paylaşanlar
ve en önemlisi suskunluğumla ders verdiklerim için...
Bir.
İki..
Üç...Tıpppppp....
B a h t s ı z ı m işte,ömrüm k ı r ı l a c a k..
Oysa benim de içimde bir aşk var,
Geceyi, söndür kalbim...
Aşk kadar aşk

dün gece ol h e c e
Saat değil, zaman farkı var aramızda.
A ş k bütün yazlarımı açık unuttum!
Aşk kadar var,aşk kadar yok...
Devr-î kabir makamını şimdiden tanıttırıyor aşk
Aşk kadar gel, aşk kadar git...
Bundan sonra, iş işten geçti.
Geceler!

Mahzun ışığı mı yoksa lambanın,
Yanıtlarını bulamadığım bir soru gibi
Beyaz kağıda vurur,korkar dokunamazsın;
gece sevgiliye, kelimeler aşka
Kimse yok artık aramızda
bir akşamüstü kelimelerle
bilmediğini ararsın ya
İnsanı insan iyileştirir...

o topraksız bir güldür.
Ey baştan ayağa yeşil olan sen
Bir Rüyânın izinde Aşk...
Kalan sadece kalmakla kalmaz
kahramanı olur kaybedilmiş bir aşkın.
Dokunmadan sevmesini beceren
Ellerini, yakıcı hatıralar gibi benim aşık ellerime bırak

Siz yok mu,sizin her yeriniz şaşırıp kalmaya istekli.
Bir bakın,uyanıp kalkınca çocuk olmalarım var benim.
Heybeme harflerimi aldım ve yola koyuldum.
Bu yolculuk ne bir tatil nede eş dost ziyareti.
Bu benim kendimi keşfediş yolculuğum!
Şansın böylesi beni bulur derler.
Ben o şansların sonunda hep yanlış kararlar veririm.
Yanlışlarımın bedelini de içime atarak öderim.

Doğru ya doğru..!
Hiçbir şeyi özlemediğimi farkettim..!
Hep yok olması, bazen var olmasından çok daha iyidir.
Acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman,
Acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim...
Dost diye sarıldıklarınıza iyi bakın.
Neden size o kadar sıkı sarılmışlar?
Kim bilir belki de hareket etmenizi engellemek içindir.

Seni sevmeyene asla sabır gösterme.
Çünkü sabrının adı yüzsüzlük,
fedakarlığın adı eziklik,
İki seçeneğin var; ya kal ya gitme...
sevginin adı kişiliksizlik olur
Bazen geriye dönüp bakıyorum...
Meğer öylesine değerliymişim ki sevgi,
Suret suret satıla satıla bitirilememiş duygular hz insanda
ben rezaletim, berbatım, sümsüğüm, sürüngenim,
tuhafım, acayibim, hasılı ucubeyim.
bir ruh istiyorum.

Doğru zamanda gelen yanlış insana tanıdığın şansı,
Yanlış zamanda gelen doğru insana tanımadığın sürece;
üzülen hep sen olursun!

Delilik mi..?
Neden olmasın..?

Yine de keşke bana bu kadar fazla güvenmeseydi aşk.

İçimde kaç kişi yaşıyor?
Beynimi kemiren bu fikirlerin hepsi bana ait olamaz.
İşleri bu noktaya getiren bir başkası olmalı
Başkaları.
Ruhun ölümsüzlüğünün kanıtlarından biri de
yüz binlerce insanın buna inanmasıdır...
Gerçi onlar dünyanın düz olduğuna da inanmışlardı
Söylediklerimin yarısı beş para etmez;
ama ola ki;
diğer yarısı sana ulaşabilir diye konuşuyorum
Ne delilik değildir ki..?

Geliyormuşum;
pencerelerde yaz
ve bileklerimde bayat bir intihar
Oysa ölünecek bir şey yokmuş,
gidince sen,

yaşanacak bir şey olmadığı kadar...
Yaşam delilik değil mi..?
Kurulmuş oyuncaklar gibiyiz..
birkaç kez kuruluyoruz,
bitince güle güle...ve ortaklıkta dolanıp
varsayımlarda bulunur, planlar yapar,
valiler seçer, çimlerimizi biçeriz...

Sorun bende mi?
Yoksa sorunum ta kendisi miyim ben?
delilik tabi ki...
ne,delilik değildir...?
Kapalı bir kutunun içine hapsolmuş gibiyim...
hem de kendi ellerimle kilitledim kendimi içeriye...
biliyorum anahtar bende!

Homurdanmayı bıraktım epeydir.
Didişmiyorum kendimle.
Sorgu,sualleri de bitirdim zihnimde.
Malzeme budur deyip kabulleniyorum her durumu.
Garip bir tevekkül hali.
Durup dinliyorum kendimi.
Tepkisiz mi olunur böyle bilemedim.
Bak yine sormaya başladım.
Doğru mudur acaba
olduğu gibi kabullenmek her durumu?
Anarşist ruhumu mu öldürüyorum şems vaktinde böyle?

Vakt-i Leylde geldi bir sevgili
Biraz sohbet ettik gitti
Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum,yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar?
Nerede kalmıştık yalnızlığım?

Bir senden vazgeçemedim bu dünyada, bir de içtiğim sigaramdan...
Neler geldi geçti, kimler yaşandı bitti de ikiniz kaldınız bir tek yanımda...
Sahte dostlarım yüzüme gülen sevdalarım gibi üç kuruşa meyletmediniz...
Arkanızı dönmediniz, bir kere surat asmadınız,
konuştum dinlediniz, sustum beklediniz sabırla...
Benimle birlikte gözyaşı döktünüz isyanlarıma,
dört duvar arasındaki haykırışlarıma...
Ortak oldunuz sessiz çığlıklarıma...

Ben yine kendimle, ben yine bende...
Hadi içelim yaşanmayacak sevmelere aşkı...
Hadi yarını olmayacak aşkların şerefine aşkla...
Aldanışlara, yokluğa...
Bir kadeh senin için, bir kadeh benim için,
bir kadeh bu ıssız geceler için...
İçelim yalnızlığım, seninle geçen eski günlerimizin hatırına!

dibe vurduğunu sanıp
bir dip daha olduğunu keşfedebiliyordu insan...

Bana aldanmayın!
Yüzüm bir maskedir, sizi aldatmasın...
Binlerce maskem var çıkarmaya korktuğum...
ve hiçbiri ben değilim...
Olmadığımı göstermek ikinci doğam oldu..!

mutsuzluğunun farkında olmayan...
kendini mutlu sanan insanları gördükçe ürperiyorum.

Sorarlarsa, ne iş yaptın bu dünyada? diye,
rahatça verebilirim yanıtını: yalnız kaldım.
kalabildim! altı milyarın arasına doğdum. ve
hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından..
birbirimize hiçbir söz vermedik,
ben de öyle olsun istiyordum zaten,
yine de, beni bağışla,
bensiz yaşayacağın bütün kışları kıskanıyorum...

zor; inan çok zor.
bu küçük ellerle dünyaya tutunmak,
çok zor.

paramparça öpücüklerinden,
en şiddetli sevişmelere dek uzanan bir yapay zekaydın sen..
kandırdım sandın...
ortada kral yok..soytarı zaten çıplaktı!
İyi olmaya çalışan bir kötüyüm ben!

-Beklemek...
şimdi hiç duymayan birine...
dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız.

hiç bir şey olmayı becerememek...
biraz kırıcı, biraz üzücü
biraz da uyku kaçıran cinsten bir sıkıntı...
ama ben kimsenin kimseye ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum gerçekten de...
ne yaşarken, ne severken ne de ölürken...

hep bir kendi haline kalma durumu yok mudur zaten?
hep bir beklenti içinde mahvolmak en kötüsü değil midir?
yepyeni adımlar varken takılıp kalmaktır aynı cümlelere...
aslında bunu fark etmek ayıp değil...
bunun böyle olduğunu, gidip herkesin yüzüne söylemek de ayıp değil...!

Gözlerim şişti sabah kalktığımda.
Dün gece çok ağladığımdan sanırım...
Ağlamak güzeldir derler ya,aslında ondan ağladım ben...
Güzel mi diye merak ettim...
Gözpınarları temizlenirmiş...
Böğürerek ağlarsan ciğerlerin de genişlermiş...
O kısmını test edemedim...
İçin için ağladığımdan..
Ama güzelmiş,anladım.
Gözlerim de daha seksi bakar oldu sanki böyle..
Ben senin yerine de sevmiştim bizi,
ondandır bu Aşk ‘a doymuşluğun...

Zaten bütün aşklar hayallerden başlamaz mıydı?
Şimdi yokluğunun küllenmiş kucağında gecenin ninnisi helaldir bana...
Ya hayal ettiğin aşkı bulacaksın
ya da bulduğun aşkı hayallerine uyduracaksın.
Hayalin bittiği yerde gerçekler başlamayacak mıydı bir gün?
O halde kırıldığı yere kadar sürsündü bu camdan rüya..
Nasılsa bir hayalde yaşamak,
bir hayaletle yaşamaya dönüşecekti zamanla.

Tatmin eder mi seni bilmem ama,
bende iyi Severim sevgili...
Tükürdüğümü yalamayacağım ey AŞK
Defol git artık ben, büyük konuşuyorsun hala

Neymiş;
Sigarayla demli çay gidermiymiş..?
Sana ne..!
Sen aşkla aldatmayı götürürken iyiydi

Acıya kahkaha atabilmek bir sanatsa eğer;
ben çok pahalı bir tabloyum....
Gel otur yamacıma,
sana AŞK ın sen halini anlatayım

Ben de sevdim...
Unuttum elbet ben de...
Unutuyor insan ama merak da ediyor kendi kendine,
hatta yıllar bile geçse.
Cehennemin anahtarıydı aşk...
Herkes mi günahkâr?

Her gün aynı halin içinde,
aynı pozisyonda, boğulma biçimine hayat denir..
İnsan geride bıraktıklarını özler,
Elinin altındakilerden sıkılır,
Yalnızlığını paylaşmaya kalkar kimse yoktur,
Ulaşamadıklarına tutulur ve ulaşılmaz olan hep AŞK olur!

O tavana değen egonu(!) alır,duvardan duvara çarparım
Habersiz kalmaktır senin gözlerine bakıp iç geçirmek
Can sıkılır; bir yanın felç olur
Sonra ansızın sabah olur
Ertelenmiş ne varsa hatırında kalır,
onun umurunda bile değildir....

Haydi seninle saklambaç oynayalım.
Yüreğime saklanırsan eğer,
seni bulmak zor olmaz.
Dilsiz vakitse sessiz ve sedasızsa kelimler
Ancak kendi kabuğunun ardına gizlenirsen,
seni bulmaya çalışmak bir işe yaramaz....

Ruhumla kalbim arasında tek başıma kaldım...
Sensiz bir hayat;
tebeşirle kara tahtaya bir şeyler yazmak kadar kolay değil..!

Pencereni aç...
Gecenin en tatlı esintisiyle sana bir yudum sevgi gönderiyorum.
Al onu içeriye, içine çek...
Kalbinin en güzel yerinde benim için sakla.
Olur mu!
Yaşanılanlar karşısında
beyindeki kara gölgelerin çok olması içimde bir çelişki yaratıyor.
Bu yüzden kendimle çelişiyorum, ruhum ölüyor…

Tutar gibi yapıp ucundan kenarından çekiştirme yüreğimi..!
Buruşturulmuş olmak hissi nasıldır bilmezsin sen..

Ve aşk yaşlandı artık!
Bir ayağı ayrılıkta..
yalnızız değil tek başımayım...
ikisi aynı şey değil sen ayırt edemiyorsun!
Bazı insanlar özgürken daha güzeldir.
Bazılarıysa sadece geçmişimizdir, geleceğimiz değil.
Bütün insanların ruhları gridir,
o yüzden hepsi biraz allık peşinde.
bazen boşu boşuna kaybettiğimiz
veya hayatımızdan çıkarmak zorunda
kaldığımız insanları özlüyoruz ya orası fena işte..!
İnsan karar vererek aşık olmaz,sadece bir bakar.
Olmuş..!
Ve mucizeler gecenin bir vakti ansızın gelirler..

Aynı Şehirde Yaşamıyoruz Belki...
Ama;
Aynı Anda Yatıp,
Aynı Saatte Kalktık Mesajlarımızla...
Yani Her şey Aynı...
Sadece Biz Farklıyız Dimi?
Sen Başkası İçin Uyanıyorsun Yeni güne,
Bense....
Neyse Boş ver...
o canımı yakmayı severdi..
bende canım yana yana onu sevmeyi..

Hımm.. uyumuşum....seni uykuda hayal ettim..
tenimi örtmüştüm üstüne sen üşüme...
ruhumuz sıcak kalsın diye...

Kırdığınız oyuncaklarınızdan biriyim ben.
Öyle değersiz, öyle fırlatılmış.
Hadi vurun yüzüme, öyleyim artık kapkaranlık.
Bırakın ulan öleyim artık diyor kendine insan
Cehennem acımasızlığınızdan daha acısız..

Düşlerime Tecavüz Ettiler diye bağıran suretler
Bakire Değil Gülüşlerim diyen gülücüklerle dolu dünya...!
ne kirli çıkıyım bir bilsen.
yoksun dediğime bakma,
bir silkelensem
heybemden tomarla sen çıkar üzerimden..

Bu hayat bana,
İnsanların çoğunun gülemediği için ağladığını,
susamadığı için konuştuğunu
ve laf olsun diye yaşadığını öğretti..

aklım ve duygularım savaşıyorlar içimdeki karanlıkta;
aklım; git artık tam zamanı, yeter acı çektiğin,
unutulmuş yaşananlar,kalmamış
artık o sevdadan kalıntılar..

duygularım;
bırakmıyor kal biraz daha,
kolay gelmedin bu zamanlarına,
vazgeçmek olmaz,
kolay bırakmaz seni içindekiler,
yaşanmış güzel anılar...

şimdi uzanıp ölmek istiyorum biraz..

vücudum grip, bedenim kırık,
ruhum garip bugünlerde..
akıl almaz sorular var içimde
geçmişimin, bugünümün
ve geleceğimin muhasebesini yapıyorum kendimce..
boş hayaller,yanlışlar,pişmanlıklar...

dünden ve senden kalmayım...

Ne acıdır ki;
İnsan kendi kendine herhangi bir şeyin iyi veya kötü olacağını düşünürken içinden:
-Sence? diye sorup sonra yine kendi kendine içinden:
- Bence de.
Diye cevap verebilecek kadar yalnız kalabiliyor bazen.

Eğer bir kadın ağlıyorsa yanına yaklaş,
saçlarını okşa ve ona de ki, bir susarmısın?
Anladım ki hâlâ özlüyorum, elimde olmadan..

Anneme göre bütün hastalıkların sebebi,
içine atlet giymemek.
anne beynimde tümör var.
sana kaç kere içine atlet giy dedim dimi!

Birbirlerini seven insanların kalpleri
arasında gözle görülmeyen ipler olurmuş;
insanlar uzaklaştıkça ipler gerilir insanın canını acıtırmış;
ama ASLA KOPMAZMIŞ ölürken

Alışkanlık yapmış, resmine bakamadan yatamıyorum
İlla tüküre cem dünyanın haline

Bence hayatta en zor şey,
seninle sarılıp uyurken kalbimin atışlarını dengelemek..
Böyle beynimi tam on ikiden vuruşları mahvediyor beni!

Ölmek için doğmuştur ya insan,
O yüzden her yağmur sonrası toprak kokusunu sever..
beynimin fişini çekmek istiyorum
Sonra da derin dondurucuya koymak
Ruhum Deviniyor
İçim buruluyor
Sanırım...Kuruyorum! ..

içimde iç ses /dış ses kapışması var...!
uzaktan severim ruhun bile duymaz!
iç sesime ayakta alkış varken...
Sesleniyorlar?
dış sesime olanca küfürüm var!

Eğer kilit noktaysa umursamamak...
mutlu olmak için çok beceriksizim!
İnsanların ne düşüncelerine
ve ne diyeceklerine önem vermeden yaşamak...
teoride hep böyledir zaten..
pratiğini yapmak ne kadar mümkün?

Düşündüm de.
hiçbir rüyamda müzik dinlemedim ben...
ve de hiç kimse gelip bana bugünde rüyamda şu şarkı çalıyordu demedi..
Çok ilginç değil mi..
rüyalar neden müziksiz olur?
Kandırıyoruz biz hep kendimizi Allah kahretsin...!

Her sevgili biter...
Bıraktığı bir hatıradan çok lekedir kimilerine...
Kir de değil.
Sebebi belirsiz bir leke.
Boğulmaktan korkuyorsan şimdiden söyleyeyim..
Tahmin ettiğinden daha derinim..

Gördüğün kadar vardım, baktığın yerde...
Dinleyebildiğin kadar konuştum aslında...
Anlayabildiğin kadar anlattım her şeyi...
Şimdi susabildiğim kadar susuyorum!
GÖRMEDİM..
DUYMADIM..
BİLMİYORUM şems vaktinde

Sen nefes almaya çalıştığın bu yüzyılda oldu ki;
ben yokmuşum gibi davranırsan...
hiç olmamışsın gibi davranırım KIVRANIRSIN! ..

Dudak yalan söyleyince...
Gözde güven vermezmiş...

Canım herhangi bir yemeği istediğinde çok iştahlı olurum.
Ama o yemek önüme aylar sonra konulduğunda hiç lezzet alamam.
Hani ilerde gelirsen diye söylüyorum ayık ol aşk...!

-Ben Ölsem Üzülür Müydün? Dedi Gülerek...
-Yok Dedim! Ben De Güldüm...
-Üzülmeye Pek Vaktim Olmazdı galiba,
Aynı dakika Ben De Ölürdü bir ben

Yüreğimle yüreğinin kapısındayım;
bilirsin ki Sevgili,
Allahın misafiri geri çevrilmez..
Buyur et beni Aşkına, Allah Aşkına...
Kavuşmak mı.?
Belki..
Daha ölmedim..
Sakın unutma!
Her şey bir gün yaş lanır.
Gözlerin bile!

Biri Olacaksa Geçmişimi Merak Ederek Değil
Gel otur yamacıma,sana AŞK ın sen halini anlatayım
Geleceğimi Hayal Ederek Gelsin...
Korkaklarla Yola Çıkıp Yarı yolda
Tek Başıma Kaldığımı Görmekten Yoruldum!
En etkili ilaç olarak aşkı basardı yaralarına,
başkalarını yaraladığından habersizce.
Keşke sağır olsaydım..
En azından şüphe duyamazdım!

Anlatmak istediğim çok şey,
Konuşmak istediğim tek kişi var.
Elindeki valizin rengi,
saç rengine hiç uymuyor,
gitme..

Hepsi bu kadar!
Seni benim kadar sevdim...
Daha ne diyim?
ikimizin tek ortak yanı...
İkimiz de beni seviyoruz

ben kimseyi öldürmedim kendimden başka...
ve ben kimseye zarar vermedim
içimdeki benden başka...
ben sadece sevdim senin bilmediğin bir dilde
oysa adı Aşktı
Sen sen ol:
Sakın ben olma!
Üzülürsün...
Öyle bilek keserek ölümün garanti olmadığı intihar girişimlerini bırakın
AŞIK olun garanti ölüyorsunuz...
alt yazıyla bile çeviremedin yüreğinde!
Her şey bir sokak çocuğunun elini cebine
sokabildiği kadar boş...
Öznesi olmayan cümleler gibi değersiz...
Ve Naber sorusuna iyilik dediğim kadar yalan...
Islak, çıplak ve aç olarak doğduk.
Sonra daha da kötüleşti.

Üç günlük dünyanın üçüncü günündeyim...
Ne ikna edici bir intihar biçimidir;
şimdi seninle göz göze gelmek...
Sen dedi,
İntihar gibisin...
Hem cesaret edilmeyen hem de,
herkes tarafından en az bir kere düşünülen....
İşte öyle güzelsin
Cennetlik kadınlarız biz diyen suretler
Cehennemde yansın diye odunlar doğururuz; odunlardan.. diyecek kadar manidarlar.

git… öyle bir git ki gidişin yıkmasın beni…
öyle bir git ki; gidişin akıtmasın gözümde ki seli…
öyle bir git ki
çığlıklarımla uyandırmayayım içimde ki depremi…
ve öyle bir git ki
beklemeyeyim bir daha seni…”

Durmadan seni sevip aynı hatayı tekrarlamaz yüreğim.
Kâlp bu...
Tersten okudun galiba.
Plâk değil...
Sen bedenler arasında hükümdarlık kurma peşindesin,
ben ruhlara demokrasi taşıyorum.
Farklı dünyalardayız..

Kalmak ağır geldiğinde gitmeli insan...!
Unutmak zaman ister demiştim, yanılmışım..
Zaman değil yürek istiyormuş..
Oda sende kaldı.
Çok kişi Seni seviyorum dedi bana
Ama senin Nasılsın deyişin kadar aşk dolu değildi hiç biri..
Ve şimdi aşk;
Yazın ortasında bir kar tanesiyle tanışmak gibi...

biri dese ki bana,
senin için ağlayan biri var..
işte o dakika
gözümü kırpmadan küserim hayata

Benim sadece iki elim var,
Bu yüzden hayata dört elle sarılmam için
sana ihtiyacım var..
gözümün içine bakarak yalan söyleyen aptallar tanıdım,inandığımı sandılar...
bense onların kuş kadar akılları
ve cahil cesaretlerine hayrandım
Aranıza biri girdiyse...
biriniz sıkı sarılmamışsınızdır...!
Dışardan nasıl göründüğümün bir önemi yok!
İçeriden görebilenler yetiyor bana..
Beni dışardan yargılayanlara sözüm yok zaten, dışarda kalmaları yetiyor onlara!

Sen benim gecmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma..
Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim..
Beni herkes sevdaya asi sanır,
Oysa aşk, beni nerde görse tanır,
Hasret tanır, Zulüm tanır, Ölüm tanır, Yüzüm yüzümden utanır...
Mükemmel biri mi?
Hayır.
Çok mu güzel?
Hayır.
Çok mu zeki?
Hayır.
Peki öyleyse neden o?
Bazen sadece seversin..

Sesimi duyuyorum kendimin...
kelimeler kendinden emin değil
yanlış anlaşılmış da olabilir. aklım, başımda mı? değil..

Ne kadar tuhaf ki,
Beni öldürmene rağmen,
Yine senin için yaşama çabası veriyorum...
Kim bilir kaç kişi ayrı yataklarda,
birbirine sarılarak uyuyordur....y.ed

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 27.9.2011 10:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


https://www.facebook.com/Şems-i Mevlana Divan-ı .Kapımıza değil, gönlümüze vuran buyursun.... Kavl-i Şems-i Tebrizi

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Naime Özeren
    Naime Özeren

    Kapımıza değil, gönlümüze vuran buyursun.... Kavl-i Şems-i Tebrizi


    Haklısınız dost.Kim o dediğimizde benim değil, senim diyene alım kapıyı. Senim diyenle ancak biz olabişiriz çünkü...

    Bu yazdığınızza siz diyebilirsiniz. Bense şiirden öte bir şey diyorum. Böyle üç şiirinizden şimdiki şairlerin kalemiyle dolu dolu bir şiir kitabı çıkar. O halde diyebilirz ki sizin şiir siye yazdıklarınız diğerlerinin yanında divan olur. Kutluyorum dost. Şiirlerinizi okumak büyük keyifti. Kutladım gönülden...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Engin Demirci