Sırra Kadem Basıyor Ağıtlarımın Renk Tonu

Aşkını alınca zaman, düştüğüm boşluğa feda ettim canımı
Tatmadığım hislerin rüyalarını deliksiz uykularda özlüyorum
Kehanet labirentinin kilitsiz kapılarının ardındaki gizli sırlar
Ah,la gelen vah,larımın ucsuz boşluklardaki haykırışları gibi
Şu yıldızlarda sanki, düşlediğim gönül vazomun kırılmışlığı.

Can havliyle soluduğum bitkisel hayatın bembeyaz düşleri
Herşey renginde mat ve solgun, iç açmayan umutlar yolda
Rastlarım sandığım bir arif beklentilerimin en son ucunda
Kimbilir, güz çığlığı kopacak baharları beklerken bu yazda
İçimi donduran o kutuplardan mevsimleri daha saymadım.

Sırra kadem basıyor yavaşca, ağıtlarımın renklerden tonu
Silinirken izi kalıyor her bir yerde, aşkın gerçekten kör gözü
"Bir başkasını görüp unuturum sandığım" duygular anlamsız
Haykırışların ayyukun yedi katına çıktığı farkındalığıi aklımda
Ben bugün gidiyorum, ardımda kalacak binlerce satır sana.