Hep hüsranda insan!..
Oturmuş, ağlayan avare bir mazlumu, yetimi, mülteciyi kim dinler?..
Silen silkinen duygular, neden baktın gözlerine der gibi seslenir aynandan.
Ve şimdi!..
Kendine s/öz verilen Meclis’lerde gönlümüz.
Kuru ve kara kibir y/arasında hasretin.
Yıkılmış sevginin bestelediği dizeler.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Kış ortası bahar nerde kaldı.
Çok geç vakitte ne diner.
Bu akşam yok, dünde yaşananlar.
Yürekten ayrılmışsa dualar Kabe’yi tavafta fayda vermez.
Ve ne v/ar’sa albümlerde kalan kokuda yutuyor sizi.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Ne akıl, ne aşk’tan kalan ulaşıyor yalnızlığın insanına.
Gecenin uykusuz dolambaçları, sabahın süslenen suretlerine yansıyor.
Harman yerindeki kabir ehliyle konuş bir öğle vakti.
Bütün zamanlarıın gülüşünü yansıtan şarkıdan.
Benim kadar suçlusun bunda sende diye fısıldar mezarlık kuşları.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Yaralanmış insan insandan.
Kötülüklerin kaç rengi, güzellerin kaç gönülde postu olur.
Örülmüş kökleri hastalık Habil ve Kabil den bu yana.
Utanmasız feleğe rağmen kırılan kollar kanatlar.
Bürünmüş erdemler kefenlenmiş küflü s/özlere.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Kalbinin kendini bitirdiği ateş altında kalmış suretler.
Bir iççekişte kimin rüyası sevgi.
Nerde bulmuş rengini çiğ etten maskeler.
Çok ararken yalanları.
Hep yeniden gecenin inzivası uykuya yansıyan.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Yeter ağlatma diyenlerle uyanır oldu insanlık.
Hınç içinde sevgisizliğin kıtlığını temsil eden yalnızlıklar var.
Ve gölgeleri ören iplerle örülmüş ilişkiler.
Uzun zincir suretten surete toprak mavisi, gök kahverengisi.
Boşluklarda bir el.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Çınlayan alınlarda besmele.
Yer yok başka yerden b/aşka.
Her şey hesaba katılır soğuk çıplak musallada başlayan yolculukta.
Daha sıcak bir soluğun kokusunu duyamaz burun delikleri.
Ey ruhum daha yüksekten b/akıyor bir g/öz.
Yeniden canlanıyor pişmanlıklar.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Hiçbir şeyi tutmuyor gelmeyen duada.
Rafa asılı kalmış duygular.
Ve sessizlik
Issız gece fatihasız.
Unutuşta nöbetçi gönüldeki k/adın.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Çıplak gece gibi durup duruyor şems vakti aşk.
Ve yere saplanmış insan.
Yüzüne gülen bir yüz taş gövde misali.
Uykusuz gecelerin düşlerindeki bir düşsün.
Aramak için nerdesin!..
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Yıllar uzak yerlerinden geliyor hep yakınına.
Ve bulanık anıları aşarak iki damla göz yaşıyla.
Kokunun dipsiz kuyularından insanı, ancak Yusuf-i dualar çıkartır.
Az gitti uz gitti dere tepe düz gitti hep aşk.
Gece göğün çizgileri.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Gölgenin soluğu, solmuş duygular.
Issız yol ışıklar arasındaki son mevsim.
İniş ve çıkışta son s/öz.
Su uyur yağmur kadran.
Kapalı duygular karışmış k/an kulaktaki sese.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Şehrin içinde yol mülteci çığlığı.
Kristal kaldırım, buz kesmiş insan.
Ucuz kanat ilişkilerdeki suretler.
Ve şimdi vücut yıkıntısı maskesiz.
Ne zamana yıkılmış duasız enkaz.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Zamanın kıyısında zaman ve ben amentüden.
Nöbetçi vav ve mim gecenin çobanları.
Bir perspektif Zöhre yıldızı.
Rüzgarın tuzaklarımı insanın israfımı kıtlık.
Yolcu ve gölgesi savaşta ses kısıyor.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Sessizlik sıradan gün arafta kalmış şehitler.
S/öz d/üşüyor al heybeni Hırkasız Derviş.
Damdaki yalvarma ilk kez yere düşüyor.
B/eklemek gerekiyor şems vakti duayı.
Bir su damlası kadar berrak zamanda.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Birisi kabir yolunda, yolda çıkışı haber veriyor.
Bu dar mekana esir edilmiş insan.
Dans eden ateş y/anan yüreğim.
Bir b/akış bütün gelincikleri kadınların kokusuna yansıtmış.
Biz işitmedikse bilmeyiz demeyin.
Belki b/aşka zamanın patikası aşk zihninde.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Deniz kıyısında, dereye yuvarlanan damlalarda saklı aşk.
Eşik üstünde hiç kimse.
Bir ledün ilmine sahip Elif’te dua.
Göğsünde rengini siliyor zamanın.
Güneşin kökleri düşmüş bir merhabaya.
Hiç kimsenin geçmediği yolda inşirahlar.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Hala konuşuluyordu orda sevgi.
Havanın bin deliği, hareketsiz gönüllerin önünde.
Her başın arkasındaki yar.
Hiçbir şey bana hiçbir şey vermiyor nun kadar.
Işıkta batıyor zaman.
Her musallaya gelen indiğini sanır dünya gemisinden.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Kafadan daha uzaktakinin ışıltısı duyguysa.
Kalbini hiçbir zaman tanımamış kabri ziyaretçisiz kalan.
Ve gölge ölümden kötek yediğinde.
Ne olmamı isterdin der dualar sadakasızsa Mim’in fedakarlığı.
O çukurun önünden kaç kez geçtin sevgiyle.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
Sevgiliye orada kalmış bir kapıdan başlıyor yol.
Rüzgarda dağılmış sözler.
Şairin şiirini besteler mezarlık kuşları.
Seni gördüm, ufka oturmuş.
Uyandığında beni de uyandır.
Yol boyunca giysilerin aşk olsun.
Dünya yanarken susacak mıyım?..
Söyleyecek şeyleri çok olan bir çocuğum.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik.
(Y.ed - Engin Demirci)
Kayıt Tarihi : 18.2.2018 01:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sade bir sözdür fakat hikmetlerin en mücmeli: Bir halas imkanı var: Ahlakımız yükselmeli. Yoksa pek korkunç olur katmerleşip hüsranımız. Çünkü hem dünya gider, hem din, eğer yapmazsanız. Mehmet Akif Ersoy
*Yıkılmış sevginin bestelediği dizeler.Yaralanmış insan insandan, Habil ve Kabilden beri...Yolcu ve gölgesi savaşta.Kimsenin kimseye faydası yok. İnsanın israfı mı kıtlık? Söz üşüyor,öz düşüyorken , ve dünya yanarken susacak mıyım, demiş şair.Gönül evinin kapısını açmış bize.
Susma şair. Daha çok söyle ki uyanalım gaflet uykusundan. Yürekle - eylem birlikteliği bozulurken susmanın vakti midir ?
Susma ki merhabanın aydınlığında, benden sana kötülük gelmez inancında buluşsun
insanlık...
*
Anka'yı anımsadı o an insan.
Hani küllerinden doğan..
Eller birbirine uzandı karanlıkta,
sıvazlıyordu herkes başkasının yarasını. (Demişim ben de naçizane bir şiirimde )
Çok derin ,her mısrası sayfalar dolusu yazıya bedel bir şiir okudum. Emeğinize , yüreğinize sağlık . Saygılarımla.
S/öz d/üşüyor al heybeni Hırkasız Derviş.
Damdaki yalvarma ilk kez yere düşüyor.
B/eklemek gerekiyor şems vakti duayı.
Bir su damlası kadar berrak zamanda.
Biz aleme bir yar için ah etmeye geldik........Ne muhteşem dizeler...Yüreğinize emeğinize sağlık...Sevgiler selamlar...
TÜM YORUMLAR (4)