seni anımsamıyorum
kendimi unuttuğum kadar
metafor rastlantılar
kutsal kitaplarda
birer anıdır
dikey korkulara boşalan
kış gecelerinde
Çin ü meçine yerleşirsin
bense gidemem yemene
Sırplar sırtlanlaşmışken
elimde bağlama
beni Boşnaklara bağlar
dilime dolanan hazin sözcüklerden etkilenerek
gırtlağı kesik bir adam
kesik gırtlağından
neler anlatır
bilir misin
hazır gelmişken
dinleyin madem
insan haklarının
kendi insanlıklarına uyanlarını savunanlar
ne denli denk dolap çevirir
yitik uykular solmadan
alışkanlıklarımdan
karanlık ilişkiler seçiyorum
yeni umutlar doğurmadan
yeni kuşkular
yerlerini terk etmeden kelimelere
dokunsak
siyah beyaz fotoğraflar eskir
dağılır
irin toplayan çocukluğumuza
şiirin ve tanrının hayâletleri
eksik bir sözcük gibi girer aramıza
yağmuru açık bıraksak
alır gözlerimizi
dünyayı dolduran bir dizede
sen öfkelenince
kameralar sokaklarda
çocuk cesetleri topluyor
gür bir kadere
oysa kan
ayan beyan akıyor
Boşnak cesedi yiyip
Boşnak kanı içiyoruz
bizler
yani insanlar
insanoğlu insanlar
güzellik yarışmalarında
cinsellik geliştiriyoruz
çıplak mankenlerin
çıplak yerlerine sürtündüğümüzü sanarak
lirik bir resim onaylıyorum
ertelenmiş söylemlere
atasözlerinden
bir yağmurun izlerini taşıyan kent için
ne senin önemin kalıyor
ne benim zamansızlığım
puslu bir ayna gibi
gizemli çağlarda
kendimizi sırlıyoruz
kendimizi zırlamamak için
Şubat'91
ANKARA
Kayıt Tarihi : 31.12.2007 12:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)