* Sırlı Mektup Şiiri - Fatma Doğan

Fatma Doğan
121

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

* Sırlı Mektup

FATMA DOĞAN
BİR SIRLI MEKTUP
Canım
Candan ötem
Nasıl kendi bakışlarımın nazarından bile sakınırdım seni
Şimdi gözlerimin bile yetemediği çok uzak diyarlardan bakıyorum sana
Ah bir bilsen dünyamın merkezi nasıl da saptı, gözlerin bir güneş gibi ufkumdan batınca
yörüngenden savrulup gitmişken ben şimdi nasıl bulacağım yönümü, hiç bilmiyorum.
Bu mektubu sana yazıyorum bel ki ama eline hiç geçmeyecek onu da biliyorum
Ama sen bil ki, ben kopup gelmedim senin yamacından,
bir bağ bozumu mevsiminde seni yüzüstü bile isteye koymadım bir başına
Senin dağının eteklerine sımsıkı tutunmuşken ben
öyle bir esti ki savaşın barut kokan rüzgarı,
öyle bir yaka paça savurdu ki beni hazan,
Kökümden sökülüp sürüklendim hiç bilmediğim bu diyarlara
Şimdi Öyle özlüyorum ki seni canım
Öyle özlem soluyor ki her bir hücrem
bir de üstüne üstlük yetmiyormuş gibi
hasretin kırbacını, vuruyor sırtıma ,acıta acıta zaman
Nefessiz kalmış gibi göğsüm daralıyor buralarda
aramızda çözülmez kırk boğumlu yollar uzuyor.
bu kahrolası harp ne zaman son bulur,
ne zaman diker beyaz bayrağı bilmiyorum
Kavuşacak mıyız bir gün onu da hiç bilmiyorum.
can çekişiyorum bu yüzden arafta kaldı köklerim.
ölümle kalım arasında mekik dokuyorum habire.
Gözüm dallanıp budaklanmakta değil, iki gözüm,
tutunmak istemiyorum senden gayrı hiçbir yere,
ve hiç kimseye sımsıkı,
hele de gurbetin o nasırlı soğuk ellerine.
Ey Canımın içi! bilmiyorsun ne haldeyim.
Buralar tufan tufana gidiyor sensizliğin ve savaşın ikliminde
çırpınıp duruyorum ayrılığın girdabına kapıldım.
Ben burda ne çetin savaşlar veriyorum kendimle bir bilsen
Elim kolum bağlı, kalkansız kılıçsız ve sensiz
vuruşup duruyorum don Kişot misali yel değirmenleriyle
sana sadece bir mektup yazabiliyorum bu gurbet ellerden
Bu mektubu satır satır sana yazmış olsam da
eline geçer mi geçmez mi bilinmez
Ama biliyorum sen anlarsın eline geçtiği an sana yazıldığını
Her harfinden anlarsın ben neleri sırladım bir bir, sadece senle benim bildiğim
Senle beraber gördüğümüz her bir düşü gizledim parantez arasına
Sana dair umutlarımı ektim tohum misali sözcük tarlalarına,
dualarımı dizdim tespihe dizer gibi sıra sıra küçüklü büyüklü harflerle
ve sevdamıza dair ne varsa kursağımızda kalan noktası virgülüne
sırladım bir bir çözülmesi en zor açılmaz şifrelere
bakmakla görünmez o sır,
anca senle ben gibi sevdaya düşenler açar, o sırrın duvağını.
anca senle ben gibi iki kalp bir atınca çözülür sevda pullu mektubunun gizemi
ah be canım yalnız gurbet çekenler bilir
onlar gözlerinden tanır birbirini,
yalnızca ayrılığı tadanlar anlar beni
O yüzden ben her yağmurda damla damla yağmur toplarım
Elbet biri değmiştir diye o güzel gözlerine
Her esen yelde tozdan topraktan umut devşiririm kendime
belki o toz toprakla senden bir şeylerde tutunup gelmiştir
ne bileyim bir toz zerresine tutunmuştur yarin kokusu ,
ya da onun göğe açılan ellerinden semaya karışmış bir dua
tek halimi gören geceler buralarda
Bir siperin ve ateşin başındayım şimdi sensiz ve yapayalnız
Sessiz sessiz gece yaklaştı yamacıma ellerini ısıtıyor , yanan ateşin aleviyle
Kovsam bir dert kovmasam bin dert
Kovsam kimim var ki sere serpe derdimi dökecek
simsiyah üstünü örtecek kimi var dertlerimin, ondan başka?
Oysa benim, gurbet kuşanmış yüreğim donuyor,
ateşe doğru yüzümü dönsemde
daha da ortaya dökülüp saçılıyor hasretin ve savaşın soğuk yüzü
Ey Cananım!
Bilirsin ben senden uzakta üşürüm,
sadece gözlerin yakar kavurur beni
Bir tek o yakıcı bakışlarda erir giderim.
İliklerime dek bir sana sarılınca ısınır yüreğim bilirsin
Yoksa ben hep yalçın dağların ayazına buz keserim.
en keskin soğukları çağırır fırtınalarım, kasırgalarım
sen yoksan bir beşinci mevsim yapışır yakama
gurbet mevsimi kuşatır aklımı, başımı
Bilmezsin bedenini bir yana,
ruhunu başka yana savurur bu mevsim, adamın.
Bedenin ateşin başında donarken ,
Ruhun soğuktan yanar, ateşe koşan pervanelere döner
diyar diyar aşar yolları senin gözlerinin nuruna ermek için
Ben her ikisinide gönderdim ey cananım
bedenim kalsa da bu gurbet ellerde
mektubumu ruhumun eline tutuşturdum da gönderdim
yollarımı gözleme diye söylese de dilim yazdığım satırlarda
kalbim benden vazgeçme diyor en sessiz çığlığıyla
bunu istemeye hakkım yok biliyorum cananım
ne olur ben gelene dek çevirme gözlerini yolumdan
ne olur beni cansız bırakma
Canansız da bırakma savaşın ve yalnızlığın buz kesen soğuğunda.
(FATMA DOĞAN 30 EKİM 2024/TURHAL)

Fatma Doğan
Kayıt Tarihi : 31.10.2024 08:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!