Hangi tarihten başlarım bilmiyorum,
Kaçıncı sınıf matematikte çözerim şimdi sözcüklerimi?
Meğer ne zormuş seni anlatmak…
Kolay olmayacak bu şiiri bitermek, anladım.
Bu yüzden özel sözcüklerimi çağıracağım senin için.
Kimisi denizlerden yakamoz yakamoz gelecek,
Kimisi gökten kayan bir yıldız gibi.
Tabi bazıları tozlu ya da çamurlu olabilir,
Sen yanlış anlama şirinem(!)
Sözcüklerimin rüzgarı temizdir ama, belki geçtiği yollar kirlidir…
Denizlerin dibine kadar dalacağım sıcak ya da soğuk demeden,
En güzel incileri seçip tek tek getireceğim senin için.
Gökkuşağına bir renk daha çizeceğim,
Ve fazladan bir isim daha yazacağım bulduğum bütün boşluklara…
Dudaklarındaki kırmızı rengi şaraptan,
Sunduğum aşkı en delikanlı yardan çalacağım.
Güneşi sarı saçlarına yükleyeceğim,
Ve sen uyandığında aydınlatacağım gündüzleri,
Ve sen uyuduğunda karartacağım…
Ah bir türlü çözemediğim şu gözlerinin rengini,
Gözlerinde tıpkı senin gibi tarifsiz,
Tıpkı senin gibi güzel.
Sanki bir deniz mavisi diyebilirim gözlerinin rengine,
Ama kıyıya vurdukça da yosun tutmuş, galiba dönmüş yeşile?
Hey sen(!)
Melek yüzlü şirinem.
Sen hep mutlu ol, olur mu?
Ve hep gül ki,
Gizli kalmasın gül yüzündeki gamzen.
Aklına gelen bütün aşk şarkılarını söyle,
Zaman dursun, ve seni dinlesin tüm insanlar.
Gidenlere üzülme, eyvallah de geç(!)
Çünkü senden öğrenecek mutluluğu geride kalanlar…
Kayıt Tarihi : 27.11.2009 21:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!