Şebinkarahisar denen şirin kent,
Mertliğin sırrına erilir sende.
Uğrunda ölmeye içilirken ant,
Gaflet zincirleri kırılır sende.
Atatürk’ten gelir o Şebin adın,
İl olma keyfini on yıl yaşadın,
Dilerim duyulur haklı feryadın,
Yeniden valilik kurulur sende.
Dillere destandır bülbülün, gülün,
Bir başka haz verir yeşilin alın,
Sırat’ı andırır, çetindir yolun,
Cennet’in sureti görülür sende.
Şiran üzerinden yeni gün doğar,
Eğribel’in karı erkenden yağar,
Avutmuş’ta yağmur toprağı döğer,
Sular çağlamaktan yorulur sende.
Tamzara, Taş, Kırkgöz birliği sağlar,
Kızılcayla Küktküt’ü kardeşlik bağlar,
Birinin derdine tamamı ağlar,
Yaralara merhem karılır sende.
Mutfağın zengindir yemekten yana,
Fırın kurusuna dişler dayana,,
Siro, döğmeç, çemiç can katar cana,
Misafire sofra kurulur sende.
Dost meclisine şerbet ol ezil,
Gönül kitabında en başa yazıl,
Yorgun akşamlarda yeşille kızıl,
Aşkla birbirine sarılır sende.
Kızıldağ’da durur kar yama yama,
Akbudak’ta sabah, gün vurur cama,
Bülbül, İkioğul güzeldir ama,
Biroğul’u gören vurulur sende.
Fatih’te kimbilir ne sırlar saklı?
Çiftlik, Müftü alır başlardan aklı,
Gelindir Kavaklar telli duvaklı,
Doğanın sefası sürülür sende.
İlhamın, ceddine uzanan iz mi?
Kale’den gözleyen gizli bir göz mü?
Akşamla tükenen “il olmak” azmi,
Her sabah yeniden dirilir sende.
Halil’im sarmaya hazırdı kolum,
Mevlam nasip etti uğradı yolum,
Bir yanda kemençe, bir yanda tulum,
Horonun zevkine varılır sende.
Kayıt Tarihi : 19.4.2007 17:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
2004 yılında gittiğim Şebinkarahisar'ı ve orada tanıdığım çok değerli insanları unutmam mümkün değildi. O değerli insanlara ve o şirin kente minnet duygularımı bu şiirle belirtmek istedim.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!