Sırılsıklam Sana Islanıyordum

Soğuktu sert bir yağmur yağıyordu
sırılsıklam sana ıslanıyordum
Asmalımescit’de arka sokaklarda
eski bir binadaydık üst kattaydık
salaş bir yerdi kalabalık değildi toplasan on kişiydi
Sevim vardı Agop vardı bir de ben vardım sen varamadın
serindi odun ateşinde ısınan içi geçmiş bir şömineydi
bense alev alev sana yanıyordum
içiyorduk yer güzeldi insanlar güzeldi
biz de çok güzeldik bu kahpe dünya kadar
durmadan senin için boşalıyordu kadehim
gözlerimden sessiz bir gülüş ortalığa saçılıyordu
yüreğimden sana bir kuş uçuyordu
sessizdim sensizdim içkiliydim

Gitarist bir çocuktu çiçek bozuğuydu saçları uzundu
bas sesinle hüzünlü bir şarkı söylüyordu
herkes yumuşak bir dansın içinde mutluydu
bense kollarımda mavi gözlü bir sandalye
hiç durmadan sana pervaneydim
seni bekliyordum kendimde değildim

Soğuktu sert bir yağmur yağıyordu
deniz taşmıştı gök karaydı bir başınaydım
karanlıktı yıldızlar yoktu ay yine yasaktı
Asmalımescit’de eski bir binadaydık
arka sokaklarda üst kattaydık
sigaramın biri sönüp biri yanıyordu
üstüm başım dumandı tütün kokuyordum
dudaklarım susuyordu ellerim titriyordu
yalnızdım korkuyordum
sırılsıklam sana ıslanıyordum