Sıratın üstünde bir dostu beklemek
Hallaç işçileri gibi hırçın
Sükût orucu tutanlar kadar suskunluk demek
Bir ömür bekledim sadakat şehrinin surlarını
Gözyaşlarımla yıkadım kirlenen yollarını
Ağlamaktan yorulan bir çocukmuşum gibi bakmayın bana
Kalemin değil bunlar hakikatin hisleri
Bir hazan mevsimi, çağırıyor dost beni
Görünmez kubbelerde yâd ettim dostun adını
Bilmem duyan oldu mu acılı feryadımı
Mana kaldırımlarını yalın ayak geçmek
Ne kadarda zordur kurumuş bir asaya güvenerek yürümek
Gecem hüznüm ve çilem
Üç bilinmez bilmecem
Gelinsiz bir düğüne, çağırıyor dost beni
Taze bir ölü geçti şu hayat sokağından
Omuzlar yorgun acaba ben miydim taşınan
İsterdim dostlara en harika vedamı yapmayı
Ne kadarda arzulardım sükût iftarını bugün açmayı
Ateştir sanma yakan, dünya kavgası en büyük yalan
Geçti ömrüm suya adam çizmekle
Adı hiçlik ötesi olan bir yere, çağırıyor dost beni
Kayıt Tarihi : 25.3.2021 13:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!