Başı dumanlı sıralı dağlar
İçinde sır saklayan ben seni gördüm
Yanmış taşların özlerin ağlar
Döşünde açmamış gül saklayan ben seni gördüm
Yollarında göremem gülüp gideni
Gariplere yurt veren ben seni gördüm
Eteğinde kepek giymiş kuzu güdeni
Yanık kavalına ses veren ben seni gördüm
Ovalarına sıralanmış garip yuvası
Dertli kervan taşıyan çöl ben seni gördüm
Çökmüş duman arkasında kalmış sılası
Dökülmüş gözyaşlarından göl ben seni gördüm.
Yüksek tepelerin garipleri gizlemiş ardına
Gurbet kemeri dolamış bel ben seni gördüm
Kimler kondu kimler kondu yurduna
Dönüşü olmayan çekip giden yol ben seni gördüm
Gariplerin bağrına eser yellerin
Karlara” döş veren ben seni gördüm
Gazel olmuş viran kalmış bağları
Çiğdem çiçeğine süs veren ben seni gördüm
Gece gündüz hep ayakta durursun
Güle hasret kalmış bülbül ben seni gördüm
Ferhatı Şirine hasret koyup ayıran
Boynu bükük kuruyan sümbül ben seni gördüm
Kimi ağlar kimi güler bitmeyen yolunda
Karını eritip esen yel ben seni gördüm
Kimi gül toplar kimi keven söker bağrında
Dalı gitmiş kökü kalmış coşan sel ben seni gördüm
Şehitlerin izleri var yüzünde
Solgundur yüzlerin yas ben seni gördüm
Kuzusunu yitirmiş koyun meliyor
Çobana yordurdum düş ben sende gördüm
Kayıt Tarihi : 4.3.2009 20:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!