OOF! ! bu sabah canım yataktan kalkmayı hiç istemedi.Büyülenmiş gibiyim..Yataktan ayrılamıyorum.
Dün gece kendi kendime söz verdim.''yarın sabah mutlaka erken kalkacağım''diye.Saatimi de kurdum ama gözlerimi bir türlü açamadım.Boğuştum,savaştım,sonunda ayağa kalkabildim.Gözlerim yarı açık banyoya koşturdum.Musluğu açıp yüzümü yıkadım.Sonra aynaya baktım.Yakından,profilden..Kendi kendime güldüm.Baktım ki,kış uykusuna yatan sevgili çillerim sıcakların etkisiyle kış uykusundan uyanmışlar.Yüzümü yer yer istila etmişler..ooo canlarım benim..yerim sizi ben..Çoğu insanın aksine ben çillerimi çok seviyorum.Üstelik bana yakıştığınıda düşünüyorum.
Neyse,sabah sabah canım birşey yemek istemedi.Bugün buranın semt pazarı var,çıkıp bir gezeyim,dönüşte birşeyler yerim diye düşündüm.Giyindim,süslendim.Bu arada gözlerim halen şiş vaziyette.Ben aç değilim ya! (kim söylemişse yalan demiş,) önce pastaneye gittim.Benim için simitsiz bir kahvaltı olamaz.Bir simit aldım ve daldım kalabalığın içine..Yürüdüm..Baktım bir tezgahta güzel domates var,yakışıklı da duruyor...
-Amca,2 kg domates versene! dedim.
sonra etrafa bakmak için başımı çevirdim.
pazarcı:
-Kızım,domates salkımlı mı olsun salkımsız mı? diye sorunca birden afalladım.
Henüz kendimi açamadığım için sorunun anlamını idrak edemedim.Aval aval baktım tabii adamın yüzüne..o da bana..
Ah! kimbilir neler düşünmüştür benim için..
Yüzüm o an nasıldı bilemiyorum ama adam çekinerek bana dedi ki:
-Ben sana salkımlı domates vereyim.sen biraz şeysin..
uy! ! adam kaş yapayım derken,göz çıkaracak nerdeyse.Gözlerimi bir fırtlattım yerinden vallahi..
-Nasıl yani? dedim..
sanıyorum oda benim gibi uyanamamış.ben öyle sorunca oda korktu.
-Kızma kızım.kibarsın demek istedim.sanki öyle herşeyi beğenmezmişsin gibime geldi de..
-Hııı! ! dedim.güldüm.içimden tabii.
kibarlık kim,ben kim..Hayatım boyunca kibar olamadım.Aksine fazlasıyla doğal ve içtenim.
Aldım domateslerimi,
-Hayırlı işler amca dedim.
Yoluma devam ettim.Kalabalık içinde yürürken size hiç olurmu bilmem.Bana sık sık olur.Birden kalabalığın içinde kendimi çok ayrı bir yerde bulurum.Sanki herşeye yukarıdan bakarmış gibi.
Yanından geçtiğim her tezgahta bir konuşma:
-Yaşlılar en büyük hazinemiz.Halbuki biz onlara ne kadar kötü davranıyoruz...
-Ay! ne güzel oldu elbise.
-Bunun bir beden büyüğü yok mu?
-Bu son fiyat mı? Şu kadara olur mu?
Binlerce konuşma...Binlerce insan.Binlerce hayat.Hepsi yanımdan akıp gidiyor.Kimine tanık,kimine seyirciyim.Elimle dokunamasamda yanımdan geçip gidiyorlar işte...Sanırım daha çok açmalıyım gözlerimi.Daha çok açmalıyım yüreğimi...Ne kadar dokunabilirsem o hayatlara o kadar iyi.
Seyirci olmak değil,hayata bizzat tanıklık etmek istiyorum
Kayıt Tarihi : 6.7.2008 23:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Birol Hepgüler.
TÜM YORUMLAR (6)