Sır 2 Şiiri - İsmail Uysal

Nedir gözlerinin içindeki sır
Sükutun nabzını duyuyor musun
Kalbine yük olan dilinde nasır
Canına od değdi, uyuyor musun
Düşünde can bulur, ismindeki sır

Ah, gözleri şair dili lal güzel
Nedim' den şarkılar söyletiyorsun
Nef'i' den hicivler, Galip'ten gazel...
Tarumar edip hem ah ediyorsun
Talan ettin bağı; bu ne hal, güzel!

Yaktığın ateşin dumanı elde
Bir lale yaprağı olur, kırılgan
Toz bulutu gibi uçuşur yelde
Bir yağmur olursun çöllere yağan
Bir ağaç eskisi, kurumuş gölde

Hüznüne karışmış eylül sancısı
Mevsimler değişir bakışlarında
Bilsem ki yüreğin kimin hancısı
Bilsem ki kim uyur şah damarında
Kalbinin kimler dost, kim yabancısı

Ellerin, nazenin laledir desen
Sarı, beyaz, siyah, morlu laleler
Gözlerindeki renk kalpteki desen
Daha anlatılmaz neler var neler
Kaç şehri yok ettin gözlerinde sen

Ruhuna mest olmuş bir sürü bağır
Bir yudum içmeden kandı zehrine
Gören göz körleşti, kulaklar sağır
Dört koldan aşıklar girdi şehrine
Ortada ne efsun kaldı ne de sır...