Metafizik üzerine ne varsa okudum. Hani bir şeyi çok istersen diyordu o
kitaplar o senin olur. Diledim seni en saf en temiz duygularla öylesine içten öylesine hesapsız. Neyin olduğum belli değildi. Bu gönülden akan duygular dedim ki- boş ver olsun adsız. Adı sanı belli olanlarda dolu dolu yaşanan ne var dı ki... Ben hiç bir şey yapmadım aslında. Suçlu da aramıyordum karşımda hani sevmenin de suçu olmazdı ki...
Ben seni sevmek için sevmedim. Bir gün baktım ki, hayalimde uçuşan tülden bir elbise, karşımda sen duruyordun öylece. Bu bir dansa çağrıydı. Bıraktım kapılar ardına gizlediğim beni, ilk defa böyle korkusuzca kendimi kollarına, huzura bıraktım. İşte bu fotoğraf beni seneler boyu teselli etti. İlk defa engel olamadığım böyle bir çekimle her gün biraz daha biraz daha sen bilmeden senin oldum.
Bu bana kaderin bir oyunuydu belki de. Sen öylesine herşeyinle yüreğimin ta derinlerine inmeyi başardın ki, bilemezsin. Özeldin, farklıydın işte en çok da bunlar beni o aşka kapalı taş kalbimi yumuşatıyordu. Sohbetin ılık bir bahar rüzgarını, gül kokularını gönlüme sunuyordu. Her hareketinde bir asalet beni her geçen gün büyülerken hayallerimle sen öylesine yüceliyordunuz ki gerçekle peri masallarının içersinde sende kayboluyordum. Keşke bir hatası olsada ona çok da yaklaşmadan ona çok da tutulmadan vazgeçmeyi bir çok kere çok içten dilemiştim. Ya sabrından kaynaklanıyordu, sınırlarını zorlamaman yada sende sevmekten tıpkı benim gibi korkuyordun. Çünkü, bizim kalbimiz hani o şarkıda da söylendiği gibi gönlümüz mabede benziyordu. İncinip ki orda hıçkırılırdı.
Adettendir,seven vurulur
Sevilenindir gurur
Sevgi dolu dizgin
Sevgi içten
Sevgi savunmasız