“bizi hasret koyan kavim kardaşa
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm”
Bu yollar ne kadar da uzun böyle. Git git bitmiyor. Gözümü kapatıyorum, açıyorum, şeritleri sayıyorum, saate bakıyorum. Geçmiyor zaman.
Ne çok hayal kuruyorum böyle zamanlarda. Başı sonu belli değil. Pembe panjurlu evlerde hazırlanmış akşam yemekleri. Çoluk çocuk kalabalık olsak.
Gözümü kapattım mı pembe yeşil mor hayallerim var
Her gidip gelmeyle biraz daha beyazlıyor saçlarım. Boyaların kapatamayacağı kadar beyaz. Dilimin ucuna kadar geliyor sebep… sus diyorum gönül sus. Dile gelmez bunlar. Ezilsen de bunca yükün altında… söyleyemezsin…
Artık benim de bir sırrım var.
Sessiz bir ölümü çekiyor canım. Şöyle yumsam da gözümü bir daha açmasam. Bütün yorgunluklarım ruhumla birlikte uçup gitse. Gider mi?
Alt tarafı bir imamlık işim var
Kolay mı öyle çekip gitmek? Tamamlamam gereken ne çok iş var. Yazmam gereken yazılar, dinlemem gereken hikâyeler. Bir ömür var hakkını verecek…
Taşın altına koydum mu acıyan parmaklarım var
Delik deşik yüreğim. Aklım? Hiç bu kadar başımda olmamıştı. Yüreğim bile söz geçirmiyor artık aklıma.
Yüreğimi kalbur diye astığım yıkık duvarlarım var
Camdan kulelere hapsettim dişlerimin çürüklerini. Yalnızdım, sızıma derman yoktu. Nasıl kapıldıysam inanmanın kavuran sıcağına, koy ver gitsin dedi yüreğim, kan, ama kandırma.
Siren sesleri, tren düdükleri, bebek ağlamaları, toprak kokusu, nerde ne kadar türkü varsa sebep olamıyor artık ağlamamalarıma. Sessiz bir inat yerleşiyor dudağımın kenarına. İçimde acıyan bir yarasın. Dönüp arkamı çekip gitsem, bana yakışmaz, kalsam, dayanabilir miyim?
Nerde polis arabası görsem şimdi korkuyorum. Sanki zihnime bir kelepçe geçecek ve ben de diğerleri gibi olacağım. Sanki alıp götürecek hayallerimi, en kuytu zindanlara atacak. Senin kelebek kanatların çürürken uzaklarda, ben bir hayalin peşine hayal olduğunu bile bile nasıl kapılıp gittiğimi asla sormayacağım kendime. İçimin bir yanı zannın dayanılmaz ağırlığı altında sana ne ceza ne ödül hiçbir şey veremeden yaşamanın azabı ile kavrulacağım. Seni anlayamamış olmak ne kötü. Ya bir de doğru anladıysam?
Bu ihanet canımı yakıyor. Ülkem yanıyor. Gözyaşlarım yetmiyor söndürmeye. Güzel ülkemin güzel insanları kavga ediyor ve ben seyrediyorum. Artık benim de bitmeyen yollar kadar uzun bir öyküye dair kavgam var.
04.08.2006 Gerede Hayat Gazetesi / www.geredehayat.com
Nermin AltındağKayıt Tarihi : 7.8.2006 14:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tebrikler, yazı güzeldi.
TÜM YORUMLAR (2)