Sıppe'nin evi ünlüydü bayramlarda,
Koca avluda koca bir dut ağacı,
Ağaç değil de sanki bir dagdu,
Her bir dalı bir ağaçti.
Sıppe teyze altmışında bir nine,
Gözü iyi görmezse de dinçti yine,
Kara kuru,ufak tefek bir şeydi,
Başına keten ,beline kuşak sarardi.
Avluya urganlarla dut dalın;
Kurulurdu çift kişilik salincak,
Öte yanda tahta dönme dolaplar;
Çoluk çocuk herkes doluşacak...
Gelinler,görümceler, kızlar,eltiler,
Kınalı ellerde bayrakti mendiller,
Rengârenk fistanlar,altin takılar,
Kimi baş acik,kimisin de hizarlar.
Akin akin dört yandan avluya dolarlar,
Taze gelinler salıncağa karşı karşıya binerler,
Önce yavaş yavaş sallanıp sonra hizlanirlar,
Bir açılır bir kapanır yelpaze gibi etekler,
Davulun tokmağı gibi inip kalkar yürekler.
Kadınlar matinasinda başlar söz düellosu,
-Aman heç halı yoğ,nerde buldun bele ÇIROZ gelini?
- Niyemiş kele bacım, gelinim RAHAN dalı gibi.
"Filancanin gelininde de yoğ yoğ heç iş yoğ,
"Filancanın gelinin diyeceksin ki iste...MAŞALLAH. "
Sonra kafile kafile yollara koyulurlar,
Kimi yaris kazanmış JOKEY gibi gururlu,
Kimi kanadi kırık kuş gibi yaralı.
Övgüler, yergiler peş peşe evlerine dönerler.
Bugün Adiyaman ESKISARAY mahallesinde;
Ne ŞIPPE teyze var ne o avlu ne de dut ağacı,
Şimdi beton yığma odalarda etten heykeller,
Ah ...o eski sağlıklı toprak evler. ah o ESKI BAYRAMLAR...
Kayıt Tarihi : 1.12.2020 18:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)