Sinyali: Bir Şiir Virtüözü, Bir kültür v ...

Bu şiir sitesinde yorum ve değerlendirmeleriyle şiirlerin ruhuna yücelik katan bir değerli sanat adamı var: Sinyali. Hayranlık uyandıran derin kültürel birikimiyle okuduğu şiirleri onurlandıran, şairine şevk ve heyecan veren aynı zamanda yüreklendiren, hata ve eksiklik aramak yerine rasyonel yaklaşımlarıyla mutlandıran bir gönül insanı; ve de bir nazik şiir beyefendisi.

Sinyali okumaya başladıysa o şiir sevinir. Özgüveni gülümser o şiirin. Şiire şairinin yüklediği çağrışımlar, imgeler dışında pek çok ışıklar püskürecektir o şiirin üstüne. Şair şairlik yönünü keşfe koyulur. Gülümsetilir Sinyali tarafından. Bir okumaya görsün, neler neler gelir aklına Sinyali’nin? Şiirle gelen pınarları taşmaya başlar, yayıldığı alanları besler, yeşertir. Bu kıvama gelene dek kimbilir kaç kitap okudu Sinyali? Okuduğu kitapların çevrilme hışırtısını duyar gibi olursunuz.

Nedir ne değildirlikte Poetika’yı öğrenirsiniz, Talat Halman’dan, Ayhan Songar’a, Borges’ten Aragon’a, Yunus’tan Mevlana’ya..... köprüler kurulur. Bazen Balzac ziyaretine gelir. Şiirin kalbî noktasını yakalayarak şairler arasında ayrım yapmaz. Nazım’ın Necip Fazıl’ın kendine özgülükleri bilir, gereksiz kıyaslamalara girmez. Bütün şairler gönül geçitinde sıraya dizilirler Sinyali’den nasiplenmek için. Okunan şiire koşut olarak şiir dağarcığındaki öteki şiirler sıralanır kimi zaman. Bir şiir okumaya görsün Sinyali. Belleği ve gönlü şiir fokurdamaya başlar. Ve tüm bunları karmaşa yaratmadan yalın ve etkili huzur veren vitrin dizaynında döşer.

Şaşar kalırsınız. Gönülden dökülen her etkili dizeyi abartmadan yaldızlayan, hatır için sahtekarlığa yönelmeyen, hoşgörüsü şiire zarar vermeyen hallerine. Peki Sinyali okuduğu şiirlerin zaaflı yönlerini dile getirmekten kaçınır mı? Zaten okuduğu şairleri bir mertebeye ulaşmıştır, teknik eksiklikleri olsa bile O şiir damarını yakaladıysa, şiir tadı aldıysa yıkıp dağıtmak yerine yorumlarında yazmadığı gizli cümlelerle derler, toplar, yol gösterir. Bunu büyük bir ustalıkla gerçekleştirir. Şiire şaire ağabeylik yapar. O hayranlık uyandıran derin bilgi birikimiyle şiirin statüsünü artırır. Bilgeliğinde en küçük bir kasıntı ifadesi bulamazsınız. Şasılası yönlerinden biri de yorulmadan, acze uğramadan kendine özgü yalın bir sistematiklikle çok düzenli biçimde değirmende buğday öğütür ritminde bir şiir dervişi oluşudur.

Yine peki, Sinyali bir şiir virtüözü olmasına rağmen şiir yazmaz mı?
Nasıl çok başarılı bir film yönetmeni iyi bir aktör olması gerekmezse şiirin ruhundan anlayan bir şiir ermişinin de şiir yazması gerekmez. “Benim gerçekten ne yayınlanmış, ne de yayınlanacak değerde bulduğum şiirim yok” diyor Sinyali. Şiirin güzellikler saçan ruhundan iyi anlayan insanlar bir şiir yazdığında okuyanlar ondan çok ama çok şey bekleyeceklerdir. Belki de haksızlık edeceklerdir, “ne güzel anlıyor ve değerlendirmeler yapıyorsun da yazdıkların bu mu” diye.

Sinyali’nin değerlendirmelerini okurken akşam vakitleri geliyor aklıma. Hava kararırken oturmuş masasına. Belki hava bulutlu. Belki bir mum yaktı masasında. Şiir okumaya başlayacağı anı müthiş özlüyor. Şiirin başına oturduğundaki hazzı düşünüyor ve bundan buyük mutluluk duyuyor. Tüm birikimleri nereye koşacağını, bir başka insanın hangi yaratılarıyla özdeşleşeceğini kestirebilmek için tetikte bekliyor. Okudukları hiç boşa gitmeyecek, birazdan işe yarayacak hepsi ve pek çok insanla paylaşılacak.

Sinyalı başkentte bir kamu kurumunda mühendis olarak görev yapıyor ve “Stresimi de kendime zorla oluşturduğum zamancıklarda şiir okuyarak atıyorum.” diyor.
Sinyali gölde bir çocuğun yüzdürdüğü kağıttan kayık batmak üzereyse “iyi olmamış bu” demiyor. Düzeltip yeniden suya bırakıyor ve yüzdürüyor. Susamış bir insanın elindeki su yarım bardaksa kendi bardağının suyuyla takviye ediyor ve kendinden bir şey eksilmiyor. Bizzat kendini çoğaltıyor.

Sinyali.
Varlığını iyi ki tanıdık. Sakın uzaklaşma, gitme buralardan.
“Selviler kabristanları güzelleştiren inceliktir” diyen gönlünün pınarları hiç dinmeyecek biliyorum. O engin ve zengin gönül gözün ve kültürüne sağlık.