Sınırlar Üstü
Düşman yoğun bir sisti
Çöktü üstüme
Kıtalar aşırıydı
Ülkeler üstü
Uluslar üstüydü
Çöktü geleceğime
Ellerim yorgundu
Onu asırlardır taşımaktan.
Daha henüz doğurgandım
Bereketime çöktüğü zaman
Ama yoktu kızoğlankız paylaşımın tadı
Birbirimize bulaştırdık
O masum, süt kokan kanlarımızı.
Çılgın zevklere
Deneysel saldırılara kurban
baş rolde çıktık savaş oyunlarında
Yerin yüzüne çizdiği
Yeşil- kırmızı çizgiler uğruna
Ölüme boyandık.
İşte böyle sağıldı
Pörsüdü meme
Yangından kaçırdığı
Viran atölye.
Üç kuruştu insan emeği
Beden dediğin ne ki
Delik deşik girdik akşamları
Sokaklarımıza ev diye.
Tapındık ulus aşırı
Irk aşırı
Din aşırı
Şeylere
Marka olduk,
Mal olduk biz de
Bakındık yaban yaban.
Neredesin, kimsin?
Tanımadık hemşehrimizi
Yollarda kaldık günlerce
Sağ mıydık ölü mü
Yoksa tutarak mı tuttu bizi de
Nasıl saçıldı da
Koptu irinli lokmalar
Takıldık düştük peşine
Masallarda gezindiğimizde
İflah olmaz haldeydik
Korkunçtu gölgemiz
Aslımız kara delik
Biz hâlâ neslimizin peşinde...
İlk ışığında bile yoktuk sabahın
Ne doğrulttu bizi
Neydi o can havli
Ne mahşerdi
O ‘Hayır’ın savrulduğu an
Derin uğultularla
Çözülmüş halde
Kaldırdık elimizi
Kavga tuttu
Ekmek tutmayan elimiz
Aşkla tutuştuk
Güller döküldü önümüze
Kanadık
kanadık
kanadık
Temiz kan gelene
Sis gidene
Uğultu dinene dek
Kanadık zamanlarca
Dirildik
heybetle
Ürettiğimiz, kendimizdik
Üfledik hayatı yeryüzüne...
Kayıt Tarihi : 30.1.2006 11:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)