Gidişinin kaçıncı yüzyılındayım
Kaç bin tel saçım kara benzedi
Kaç milyon ton ağladım
Kaç milyar hücrem yenilendi
Kaç kardelen kaç kar tanesini yırttı
Biliyor musun?
Unuttum….
Hala başımı dizlerine koyup
Hiçbir zaman bitmememsini dilediğim
O cennetlik andayım…
Bir kelebeğin doğup ölmesi gibi
Kurulup yıkıldı belki imparatorluklar
İdeolojiler kurgulandı
İdeolojiler yaşandı
Asırlar boyu
Beyindeki elektriksel algılar boyu…..
Unutulup gittiler
Hepsi karanlık tarih şimdi
Neydi sosyalizm
Kimdi anarşistler
Nerede keskin dişli faşizm
Hangi devletti Irak’ı vurmaya hazırlanan
Fransa hangi kıtada yer alıyordu
Para nasıl bir şeydi
Uçaklar ne zaman müzelik oldu
Peki ya bu tuhaf görünüşlü gezegen hangisi
Galaksiler arası çalışan bu araçta ne işim var
‘Şoför bey! Neptün’de bırakır mısın
‘Pardon siz cinsiyetsizdiniz değil mi? ’
Türler yok oldu dünyadan
Türler türedi yeniden
Yabacısıyım şimdi kendi benzerlerimin.
Doğarken gördüğümüz kaplumbağa
Çoktan ölmüş haberim yok
Ben hala o sessiz yağmurun altında
Sıcacık avuçların avuçlarımda
Yürüyorum Trabzon’un karanlık sokaklarında
Amaçsızca….
Kainat küçülmüş
Starnakos kapı komşumuz bak…
Şimdi de bana yar!
Sen
Kaç bin ışık yılı uzaktasın
O utangaç gülüşün hala karşımdayken
Hala gıdıklarken boynumu
Dudaklarındaki ıslaklık
Söyle
Kaç çağı kapatmalıyım
Ayalarına gömülmek için……. TRABZON/2002
Kayıt Tarihi : 17.10.2006 22:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
güzel olmuş.
kalemine bereket....
TÜM YORUMLAR (1)