ışıltılarla yıkanan aşkın o taze günü
kavuşturmaya çalışıyorduk o çocuk kucaklarımızı
salıncaklarla tutarak ağaçların nabzını:
alıp veriyordu içinden hızlı bir çiçeği
mahmude miydi yoksa neşide mi
adı eski bir şehrin alınlığıdır şimdi
dut dalıyla süpürürdü evini
ev dediğim yine o dutun altı
bakışları öksüz dokunuşları üvey
kapların kahırlı altları kalırdı ona
dalgınlıklarını toplardı her kırıkta
biraz behrengi öyküsü biraz ferruhzad hayatı
ıslak pullarla kaplanmış uzak yaraları
aşktandı giydiği hüküm karanlığı
kem gözdü değdiği akmayan kandı bildiği
sonra sonra bir meryem meyli bir sessizlik yemini
gazap kuşları uçuştu ve kondu zindan ranzasına
hücrelerde bir bir seğiren gün
örümcek tutar o perdeleri çekmezdi
mahmude miydi yoksa neşide mi
adı eski bir şehrin alınlığıdır şimdi
bir ara bir bahçe katında
damarlı mermerlerin kıyısında orda
güneşten söz ettim parlattım amma
dünya ayrılıkla tutturulmuş bir yerdir dedi
gibi sustu açmadı kırık koynunu bir daha
Kayıt Tarihi : 6.11.2014 14:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Özcan Erdoğan](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/11/06/singin-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!