Bir sümüklüböceğin gümüş pabucundan şampanya içiyordunuz girdiğimde
Kolyeniz koptu - inciler çin ve tane tane döküldü yerlere
Peki siz kimdiniz, peki Singapur nerede kalmıştı
Sarıhummadan ölüp de yalnızlıktan sıkılıp dönen çingene
Kapıyı çaldığında - dedem: pamuk saçlı, mavi gözlü
Doğru söyleyin duydunuz mu, duymadınız mı
Neden beni yumurta topuklu gangsterler kovalamıyordu
Işıkların göle yansıdığı o meşum gece
Kahkahanız buz tutmuştu saçak saçak yerlere sarkıyordu
Girmemle çıkmam iki oldu, brahmanın sunduğu şekerli pirinç
Kobranın yeditül dansı - her şey kartpostallaşıyordu
Ben kaçıyordum Singapur nerede kalmıştı - Eyvah!
Sular çekildi, midye kabukları denizanaları onların kızları sırıtıyor
Delhi alevler içinde türbanlar tutuşuyor
Koltuğu yeni kaplattım kahve döküldü üstüne
Ay tam da filmin en heyecanlı yerinde
Ben kaçıyordum sokaklar çiş kokuyordu
Hava kararmıştı, adama sordum
Singapur nerede kalmıştı, Singapur?
Kayıt Tarihi : 30.11.2002 02:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!