Sinemis
Seninle başlar hikayem ve sonsuza sürer
Dünya biter,güneş söner
Zaman biter bir gün Sinemis,hayatlar geçer…
Sen sonsuz olan,
Sen yaşatansın …
Bu yokluk denizinde Sinemis,
Sen var olansın…
Kaç mevsim geçti üzerimden,
Kaç yangında yandım,kaç fırtınada dondum.
Buz kestim,buzul oldum,
Kül oldum, toprak oldum.ve sen Sinemis,
Uzaktaki fırtınaların habercisi!
Gelecekten geldin,
Geçmişimle geleceğinde can buldum…
Çılgın oldum,şair oldum..
Yazdım…
Sİnemis! En gü
Seninle başlar hikayem ve sonsuza sürer
Dünya biter,güneş söner
Zaman biter bir gün Sinemis,hayatlar geçer…
Sen sonsuz olan,
Sen yaşatansın …
Bu yokluk denizinde Sinemis,
Sen var olansın…
Kaç mevsim geçti üzerimden,
Kaç yangında yandım,kaç fırtınada dondum.
Buz kestim,buzul oldum,
Kül oldum, toprak oldum.ve sen Sinemis,
Uzaktaki fırtınaların habercisi!
Gelecekten geldin,
Geçmişimle geleceğinde can buldum…
Çılgın oldum,şair oldum..
Yazdım…
Sİnemis! En güzel olanı, seni yazdım…
Yaşanacak en güzel destanımı,
Her gece yaralanan, her sabah kanayan yanımı…
Varlığını yazdım Sİnemis yani canımı
Ayrılığımı, kederimi,heyecanımı…
Marmara’dan koptum, bir mor mürekkep oldum
Eflatun yağmurlarıyla ıslandım…
Buz tuttu parmaklarım,divitimi
Ateşinde ısıttım…
Mezarımdan çıkardım kelimeleri..
Ötelerden, uzaklardan cümleler kurdum..
Ağladım,anlattım,yazdım…
Seni anlattım Sinemis,
Aşkımı anlattım..
Ben ölürken oluk oluk akan kanımı,
Adına ‘’aşk’’ dediğim Sinemis’in adını…
Sinemis…
Nedir seni bu kadar büyük kılan,
Bir ceylan yüreğini gözyaşı ile besleyen ana…
Bin acı,bir ölüm..
Sinemis insanlığın yakarışı sana…
Bir şehidin kabrinde hala atan kalbi gibi
Duymayan annenin duran ve duyuran feryadı…
Seni sevmek bir kor Sinemis
Seni sevmek ölümün diğer adı…
Hayat…
Seninle başlayan ve seninle biten kavram..
İki küçük noktasın Sinemis,
Varlığı başlatan ve yokluğa salan…
Ben bu iki nokta arasında bir yaşam,
Ben bir okyanusum Sinemis
Bir damla yağmuruna hasret…
Ben umman, ben koca bir çöl
Bir tek senin güneşinle kavrulan…
Kemikleri titreten bir dondurucu kıştı yaşadığım mevsim…
Ve tüm sıcaklıkları reddeden bir ayaz…
Bir bahar mevsimi yapansın sen Sinemis
Tüm zamanı çiçeklerle donatan…
Gülsün sen..lale, zamabak
Susamış topraklarda baharı karşılayan…
Irmaklara sırdaş olansın,
Bülbüle yoldaş olan…
Ve sen bir dikensin Sinemis
Ölü bir ötüşün kalbini kanatan..
Acımadan,acı duyanı
Ağlamadan ağlatan….
Gel Sinemis..
Kuruyan topraklara yağmur ol gel.
Susayan,çatlayan dudaklara,
Bir ab-ı hayat,bir şebnem…
Bir hazan mevsiminde son yaprağı düşüren
Ilık bir sonbahar rüzgarı ol gel..
Gel Sinemis!
Sana hasret olan göğe
Sana muhtaç olan zemine inat…
Yakaran ellerin habercisi meleklerle,
Bir ışık ol
Bir ay parçası…
Kör et tüm bakıp göremeyenleri…
Sustur mühürlenmiş ağızlardan çıkan,
Beş para etmeyen, duyguları yakan,
Anlamsız kelimeleri…
Değil mi ki yıllar öncesinde var olandın Sinemis,
Hayat, su ve ateşten önce
Tüm gönüllerde yeşeren…
Ne derin yaralar aldı hayat,
Ne bucaksız yolculuklara çıktı…
Anlamadılar Sinemis,
Yarılan umutlardan taze kanın aktığını…
Anlamadılar yolcular
Bütün yolların sana çıktığını…
Zaman gelecek ve görecek bu kalabalık,
Görecek ve inan banai
Bilecek…
Sinemis’in bir anlamla sınırlı kalmadığını…
Ve bir gün tüm perdeler kalkacak,
Ve görecekler kainatın ışığı!
Her gece
Her yıldızın sana ağladığını….
Sinemis…
Bir şairin ömrü gibi tükenen kalemi,
Papirüse son noktayı koyan renksin…
Ölülerin cesetleri,dirilerin boş hayatı
İki dünyayı bir arada tutan,
Kainattaki en büyük ahenksin…
İki dünya dedim Sinemis,
Hani şu sensizliği haram bilen,
Hani şu beş para etmeyen perakendesi..
Sen olduğun vakit seller gibi coşup
Hani sen olmadığında ölü bir baykuş sesi…
Böyledir hayatım Sinemis,
Böyledir hayat veren kan!
Senin isminle yaratır
Her hücrem her nefesi…
Ya diğer dünya… birkaç insan kalabalığı…
Kalıplaşmış ruhlarda yaşayan,
Senin hatırına bende olan,
Boş fikirlerin yitik canlılığı….
Ah Sinemis…
Şimşekleri korkutan güzellik!
Bulutlarla yarışırsın sen…
Yolunu kaybeden kırlangıçlara rehber,
Pusula olursun Sinemis, yıldızlar gibi
Anlam kokmayan kelimelere amber…
Bir güneş ışığı, bir tanrı ile uyanır insan…
Yemek yer,su içeriz…
Koca bir halk pazarıdır hayat,
Değerimiz biçilirken değerler biçeriz..
Boş sokaklardan boş gözlerle,
Kim bilir kaç yaralı insandan,
Kim bilir kaç can çekişen candan geçeriz…
Ama ne için Sinemis!
Bunca fuzuli faaliyet
Bunca ebede yarış ne için.
Değil mi ki tüm şarkılar saçların,
Tüm şiirler gözlerin …
Değil mi ki üzerine güneşin doğup battığı
Her can, her olay, her zerre
Senin için….
Ve şehir..İstanbul…
Eşsiz ama sensiz olan..
Güneşiyle gözleri kör olmuş
Gören ve anlamayan…
İki güneşi toprağında barındırdığını,
Sen her üzüldüğünde Sinemis,
Yağmur yerine gözyaşı yağdırdığını…
Sen beni burada sensiz,
Sen beni burada kimsesiz bıraktın Sinemis…
Marmara denizine gözyaşlarım eşlik etti..
Adalardan çıkıp,boğazlardan esen
Ve insan aklını bıçak gibi kesen rüzgar…
Damarımda dolaşan Haliç’in karanlık suları
Ve kulaklarımda,
Selâmı okuyan Eyyüb’ün ezan sesleri var …
Emirgan’ın arka sokaklarında gibiyim Sinemis,
Bir kaldırım taşına oturmuş,
Ve uzayıp giden bir yokuş…
Bekliyorum…
Bekliyor ve izliyorum Sinemis..
Seni getirecek olan,
Üzerinde kaç sokak maçı yapılan
Kim bilir kaç yorguna işkence olan,
Kaç aileye minik bir dünya sayılan,
Ömrün en zor ve en uzun yokuşunu..
İşte o köşedeyim Sinemis!
Güzelliğin zulüm ile kesiştiği yerde…
Oradayım! ölü bakışların olduğu,
Aşk pazarında canların satıldığı köşede…
O noktadayım işte Sinemis!
Şairin haykırışa geldiği,Fuzuli’nin öldüğü…
Umut edilen aşkların kaldığı,
Beş para etmeyen aşklara dünyanın bağışlandığı…
Gömülen aşkların ağladığı o mahşerde…
Ve inan bana çıkmaz sokak!
Seni bekliyorum sensizliğin başladığı yerde…
Ve bitti..
Dedim ya sana, anlamadılar ve bitti…
Bu hayat biraz nâdan
Bu dünya bize üryan çıktı…
Dünyanın merkezine volkan düştü Sinemis..
O kokuşmuş cesetler hep en iyi olmaktan bıktı..
Saat 12’ yi vurduğunda,
Ve masalın o pamuksu perisi uyandığında..
Bu masal, bu kabus, bu kahrolası ne ise,
Maskeli balo sona erdi…
Efsanenin maskesini yırtan rüzgar,
İster can sıkıntısı de ister başka bir şey
Ama ağzımdaki intikam tadın yanında,
Senin o güzel nefesinin tadı var…
Madem ki tatlıydı her şey, rüyada idi insanlık
Madem ki onlar Sinemis!
Madem ki baharı avuçlayan bir avuç kalabalık…
Yollarında köprüler olan sen,
Ve gizemli nehrin imkansız geçidi!
Bir intihar sahnesinin son şahidi…
İzin ver geçsinler, koşuşsunlar bahara..
Bırak anlamasınlar seni, bırak zamana..
Azrail olurum Sinemis,
Ölüm olurum sensiz baharın hayalini kurana…
Ve bir avuç ceset...iki damla gözyaşı..
Bir ilk bahar gününde hediyem olur sana…
Gecenin bir yarısında seninle uyanır insan,
Korkudur aklından çıkmayan, aşk ise yüreğinde
Sen varsındır gecelerin günahı!
Sensindir o, hayalindir insanın gözlerinde..
Bir şeyler düşünür istemeden,
Ve sınırlıdır kabusları…
Aklındakini en dipsiz zindanlarda saklar,
En düşük seste dinler bu şarkıları…
Oysa ki taşsa zindanlarından ölecektir.
Yaşamayı göze alamayan korkak
Kendi fikirlerinden eceli bekler…
Yalnız sen gel sinemis! Azrail’i ol insanlığın
Al canlarını ruhların kıyameti!
Atmasın artık sensiz atan yürekler…
Sinemis…
Terkedilmiş mültecilerin vatanı.
Boş gözlerle bakan,
Huzur dileyen gedaların sultanı..
Çare olan yarımsın şu ruhumdaki yarıma
Ah merhamet tanrım,
Merhamet gözyaşlarıma….
Bir akşam hayallerinle uyandım
Buğulu gözlerle bakıyordum sana
Sevmiyorum dedin,seni sevmiyorum..
İki kelime değer biçildi..
Bende ki senin aşkınla taşıdığım cana…
Oysa ki yalan söyledin Sinemis!
Gerçeklerden geçtim,yalan söyledin..
İki kelime ile düğümlendi boğazım,
İki kelime ile doldu gözlerim
İki hançer yedim yüreğime…
Birisi kör etti diğeri öldürdü beni,
Eceli bana haberci,
Ölümü bana çare eyledin….
Ah Sinemis!
Sevgilim dediğim ağladığım,
İki damla gözyaşı ile dünyada çağladığım …
Beni kötü rüyalardan uyandıran..
Dayanamıyorum Sinemis!
Bana acımayan sana,
Sensiz geçen zamana dayanamıyorum…
İnsanlara hükmetmek varken,
Ben yanında yanan olmak istiyorum..
Verseler,hükmedebilsem her şeye…
Hükmedebilsem bir eflatunu,
Bir yağmuru getiren doğaya..
Gözüm görmez kör ederim,
Mühürlerim kendimi güneşe, aya..
İnan bana Sinemis!
Bir tel saçın,
Bir tatlı bakışın tercihimdir dünyaya…
Ah Sinemis!
Ah cehenneme giderken bile,
Özlediğim meleğim.
Senin iyi olman,
Senin ‘’Sen ‘’ olmandır dileğim…
Sen olman Sinemis,
İnsanlarda hep var olan,
Sensizlikte hayatı yalan bulan,
Sen bana dönmeyeceksin belki ama
Ben sana bırakamadığım aşkımla döneceğim …
Sen iyi ol, sen mutlu ol Sinemis,
Bir gün seninle,aşkınla,huzurla öleceğim…
Nihayet…
Seninle tekliyor yüreğim..
Tanrıdan bunu istemiştim..
Sinemis varsa ruhum da var…
Oysa ki sensiz bir ruh ne işe yarar..
Birkaç kelime istedim Sinemis,
Birkaç kelime inan yeter bana…
Senin her sözünü sonuna kadar dinlerim..
Yoksa boş ve anlamsız bu aciz kelimelerim …
Tut ki bu yaşayan ölü seninle can bulur ….
Dilini kana bulama..
Sus da öldür beni ne olur…..
Kayıt Tarihi : 19.1.2006 22:48:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Murat Gazioğulları](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/01/19/sinemis.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!