- Bir sinemasever olduğunuzu, festivalleri de mümkün mertebe takip eden çok iyi bir sinema izleyicisi olduğunuzu biliyorum. Hal böyleyken sinema, ne içerik ne de teknik niteliklerinin yansımasıyla biçimsel olarak neredeyse hiç yer almıyor şiirlerinizde. Neden?
- Üzgün Kediler Gazeli'nde On Dakika Ara adlı bir bölüm var. Üç uzun şiirlik bir bölüm... Filmlerden yola çıkarak yazdığım şiirler onlar. O kadar çok sevdiğim film var ki, her gün bir tane şiir yazmam gerekir neredeyse. Bu nedenle devam ettirmedim o bölümü. Olabilirse bir ara, On Dakika Ara'yı sürdürüp çok sevdiğim filmlerden yola çıkarak şiirler yazmak istiyorum. Ama onun dışında sinema, sadece bir haz veriyor bana.
Hiçbir şeyine karışmadan, hiçbir şeyiyle uğraşmadan koltuğa oturuyorsun ve mükemmel bir şey izliyorsun. Şiir yazarken, yazdığın şiirin çilesini çekiyorsun. Bir de genel olarak, bir şiiri çok kere yazarım: beş kere, on kere, yirmi kere... Hal böyleyken sinemadan aldığım hazzı gölgelemek istemem. Yirmi yıl boyunca belki on binlerce reklam senaryosu yazdım, reklamcılıkla uğraşırken. Bunun verdiği bir yorgunluk, bıkkınlık da olabilir.
tuzak ev,dilsiz baba,yenik anne...
İşte hepsi bu...
Hayallerini yak,evi ısıt.
Gideceğin en büyük oda arka odan.
İçerden sesleri geliyor annenle babanın,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta