Sındırgı Şiiri - Ozan Ali

SINDIRGI

Kurtuluş ateşini yakan yiğitler
Dağlarında isimsiz yatan şehitler
Düşmana korku salmış tarihte efeler
Seni anlatır dilden dile sındırgı

Çaygören barajın balık kaynıyor
Kızlar tezgahlarda kilim dokuyor
Dağların mis gibi çam kokuyor
Seni anlatır dilden dile sındırgı

Görürsen kertil’i kalırsın hayran
Çam kokulu dağların sırtına yaslan
Buz gibi suyundan yapılır ayran
Seni anlatır dilden dile sındırgı

Düvertepe toz duman içinde
Madenin değerli taşını seçince
Hisar alana varırsın biraz gidince
Seni anlatır dilden dile sındırgı

Ilıcanda çamura yat şifa bulursun
Ressamlara, Şairlere ilham olursun
Manzarayı seyret huzur bulursun
Seni anlatır dilden dile sındırgı

Sinan dede düşmanı sürdü köyünden
Vatan uğruna korkmadı hiç ölümden
Sayesinde kurtuldu düşmanın zulmünden
Erenler, ulular diyarısın sen sındırgı

Şerif pehlivan kıspetine vurunca
Durur mu Mehmet Ali Yağcı yerinde
Kavunlar tatlanmış küçük bükü köyünde
Tarih Seni anlatır bize sındırgı

72 köyün var garip dağlarda
Üzüm salkım yapmış bağlarda
Tütün seraları kırda, bayırda
Seni anlatır dilden dile sındırgı

Yüksek okulun gençliğe ilim saçıyor
İzmir yolu ilçenin içinden geçiyor
Bahçende türlü türlü güller açıyor
Seni anlatır dilden dile sındırgı

Aşık Ali derki; sen gariplerin yurdusun
Sazımın telinden dökülen bir türküsün
Yılları yaşayan unutulmaz bir öyküsün
Dostlarım Seni bana anlattı sındırgı