Bozkırın ortasında doğmuş, güllerin ve dikenlerin bünyesinde okumuş, İstanbul toprağıyla yarınlara hayalleriyle ulaşmış, en güzel yağmuru kalbinin en derinlerine saklamış ve geleceğini şiir kokan kitaplara adamış biriyim.
Son vapurun geçtiği, boğazın kara sularına hükmettiği şehir
Şehrim, canımın içi İstanbul'um
Güzelliğin, farkın baş döndürüyor adeta
Haydarpaşa'n ile geçiyorum boğazını
Hislerimi tazeliyorsun güzel kentim
Şehrim, canımın içi İstanbul'um
Fakirliği ve kavgayı en iyi anlayan çocuklar
Simsiyah elleri, çakmak gözleri birer birer
Savaşı durduranlardır çocuklar
İsyan edenler, bağıranlar ve karşı duranlar
Çocuklardır ellerinde ekmeği, yüreğinde emeği olanlar
Ne ışıklı sokaklar
Ne gürültülü mekanlar
Ne rengi kalır gökkuşağın
Ne inler kediler
Bir mektup gelir
Buharından, karasından
Gün tutuşur gece söner içimde yanan ateşin hesabı sorulur birgün
Aydınlık yanar, insanlık kül olur, ateş yükselir göğe
Hesap günüdür o gün
Hasret'im yanar ağıtlarla, türkülerle isyan eder ateş bağlamaya dokundukça
Nesimi susar sesi titredikçe, haykırır zaman, ateş ve su
Kor gibi düşer yarınlara en büyük sevdaları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!