Demirin soğukluğunu bilmezdim
Ardına düşmeden önce
Işığın değerini bilmezdim
Dört köşe arkasından umutla bakmadan önce
Hep isimsizdim...
Annem bana seslenirken...
Arkadaslarımla sokaklarda oynarken...
Yazdığım mektuplar da....
Attığım imzalarda
Gençlik çağlarımda adını koyamadığım
Bilseydim bırakırmıydım
Bilseydim taş olurdum önünde
Bırakırmıydım
Kendi elimle koklatırmıydım
Kır çiçeğimi,
Kırdırımıdım fidanımı,
Dört kenarı minare
Ortası ibadethane
Etrafı gönül evleri
Biri ibadete koşar
Biri şevhete
Biri aklanmak için aşındırır yolları
Binlerce el altında
Binlerce duygusuz dokunuş
Tene değen her soğuk nefes
Dudaklarda hissedilen ıslaklık
Çaresizleştiren bakışlar
Damarlarda kanı donduran ter kokuları
kara gözlerine dalıpta yok olduğum sevdiğim
ben aynı ben sen aynı sen misin
söle yarim orda da ay batar da güneş doğar mı
doğarda bu garibin yüreğine sevdiğinden bir ışık düşer mi
düşerde garibi umutlara çekermi
Bana mutluluğu tarif et deseler
Çocuğumun doğduğu andaki ilk attığı çığlığı
Duymak derdim.
Bana acıyı tarif et deseler
Babamın öldüğü zaman annemin ağıtlarını
şiirlerim hakkında düşüncelerinizi öğrenmek beni mutlu ederdi....