Kaç zaman oldu kalemle kâğıdı birleştirmeyeli
Kaç zaman oldu geceden sabaha elçi olmayalı
Demek ki miyadı doldu o günlerin
Başladı nöbetimiz,
Başladı ıssız gecelerle birleşmemiz
Son sözün çınlıyordu kulaklarımda
Hoşça kal dostça kal
Evet, ne hoş kaldım ne de dost
Onu da yapamadım
Yine içimi kağıt ve kalemle paylaştım
Sen hiç okumasan da hiç bakmasan da
Yazdığın mektuplar ilk gün ki gibi
İtina ile saklanmış
Sevdiğin şarkılar sanki bugüne özelmiş gibi
Peş peşe sıralanmış
Tüm radyolar onları çalıyor
Gidişine sanki Ankara ağlıyor
O bile beyaz gelinliğini giymedi bu sene
Simsiyah yasta kış günü senden sonra Ankara
Senden sonra kedinde gitti bilinmeyen bir yere
O da dayanamadı sensiz bu eve
Her şey bıraktı kendini
Masa, kanepe, bardak tabak
Ev kabullenmiyor sen olmadan hiç birini
Yas tutuyor canlıymış gibi hepsi
Oysa ben odana hiç ellemedim
Hala terliklerin yatağının başında
Işığını da hiç söndürmedim
Her eve dönüşümde kapıyı açacakmışsın gibi
En zor da o geliyor
Akşamları kapının hep yalnızlığa açılması
Hep yalnızlığın açması
Çiçeklerini yine suluyorum üç günde bir
Ama hepsi soldu
Derdin ya bunlar sevgiyle büyür
Bu ev de sevgi kalmadı
Onlar da bana senin gibi bakmadı
Sensiz geçen her günün secelesini tutuyorum
Ne kadar dayanacağım onu hesaplıyorum
Yok, ama
Ya bu şehir yıkılacak üstüme
Ya da ben yıkacağım bu şehri altında kalacağımı bile bile
Bilmiyorum ne kadar daha yazarım
Bilmiyorum ne kadar daha katlanırım
Hayat bu sefer perdelerini drama açtı
Komediye, entrikaya kapadı
Ankara bile yasta ona bile rol vermişler
Bembeyaz kışı simsiyah geçiriyor
Bana düşende simsiyah Ankara da
Siyah kalemimle siyah hasretini
Siyah gidişini, simsiyah sensizliği yazmak
Sensizliği en siyahıyla yaşamak…
Cihan ÖzelKayıt Tarihi : 27.8.2011 01:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!