Ev uzak ve yol hep tuzak dolu olsa da ben yürürüm hiç durmadan
Kör bıçakla bir alçak tarafından öldürülürüm diye korkmadan
Bir tuhaf can sıkıntısı var üstümde her an şiddetini arttıran
Simsiyah bir gökyüzü bir de üstüne gitgide fırtına toplayan
On adım sonrası bile görünmüyor dört yanım kapkara sis duman
Bir sokak lambasının kör ışığı yalnız karanlığa kafa tutan
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.