Simli Salkımlar Asarız Asmalara

Selahattin Yetgin
1613

ŞİİR


34

TAKİPÇİ

Simli Salkımlar Asarız Asmalara

Sevincin gümüş kadehlerinden zamanı içeriz biz
Dünlerde anıları, bugünde aşklar yaşarız yarınsız
Yok saydığımız sevda küllerini denizlere serperek
Dilimizdeki şarkılarla simli salkımlar asarız asmalara

Ruhumun paslı kepenklerini indirince, günün yırtılmış göğsüne avuç açarak körelmiş anılarımın gözyaşı sofrasına kurulurum. Gönlüme binlerce öpücük kondurulmuş günlerden sıyrılıp, aynalara tutuşturulmuş siyah beyaz resimlerde mutluluğu izlerim. Tükenmiş yarınlar içimde çoğalırken ben düşlerin yıldız imparatorluğuna yürür, yaşanmamış sevdaları göğsüme yeni bir suret gibi kondururum.
Günlerdir güvercin sulağında yüreğimin takatsizliğini gönlümün titrek parmaklarına geçiriyorum. İsimsiz ve yurtsuz şiirlerimin tenha pazarlarında kılıktan kılığa girerek aşkı satıyorum. Bir avucumda acı soğan zemherisi, diğerinde koruk üzüm şırası, cemreleri bekliyorum. Sırma telli bir kız yürüyor yüreğimin topraklarında günlerdir, gül gülüşleriyle soluyor, sorgularıyla sevda mevsimlerimi yeniden yaşıyorum.
Tükeneceksem, sevdanın engin denizlerinde alnımdaki çizgilerin karanlık çözümsüzlüklerini kuyulara atsınlar. Denizlerin ve ırmakların renklerini alnıma sürerek, evrenin bütün çiçeklerini bahçelerime eksinler. Menekşeleri döllesinler gülün rengine, bütün sessizliğin kentlerine güneşi sürsünler. Zaman aralansın ansızın, ayın iliğinden yaşamak şiirleri dökülsün, göçmen kuşlar sevginin ülkelerine özgürce konsun.
Çoğullaştıkça kabına sığmayan, mevsimlerle tatlanan bir düş yemişidir yaşadığımız şimdi. Dokuduğum bütün sözlerin ve duyduğum bu sevginin dallarıyla gövdem yeşil baharlar yaşamaya da alışacak biliyorum. Suskunluğumuzda bile sevdalı sesimizle dolacak yüreğimiz. Kocaman sarılışlarla parklara koşacak içimizdeki şımarık çocuklarımız. Haylaz ve bitimsiz bir anı, aşkı yaşamak için.
Ne zordur bir savruluşun gölgesinde güneş umarak yaşamak. Ellerin olmasa kırardım bütün yaşanmışlıkların gün batımlarını. Gözlerin olmasa söverdim bütün acılarıma. Sen olmasan, yüreğimde böyle bir sevdaya dokunmasan, varlığıma bile aldırmazdım. Özlem adın, aşk olsun gülüm soyadın.
Parmaklarıma yüreğim hükmettikçe hep adın düşüyor günlüğüme. Ruhumun aynalarında tiz çığlıklarınla halaylara durup, nefeslenmelerine şiirler yazıyorum sevinçle. Zaman ikimizi vururken ansız, biz dağılmış yapraklar gibiydik güzde. Arzularımız dingin nehirleri taşırıp yol almıştı seven iki yürekle. Nehirleri denizlere indirip içimizdeki onurla yaşamı devindirmiş ve birbirimizi sindirmiştik içimizdeki kutsal esinlerle.
Geride kalan anıların tozlu raflarını hiçbir rüzgâr temizleyemez. Acının gümüş tepsilerinden sunulan aşk da zamansız yutulan tabletlere benzer. Gün batımlarına tüneyen kuşlar rüzgâra sırtını dönseler de, yürekleri durmaksızın titrer. Uzak kentlerin tarumar gizeminde mahur bir gönül şarkısı arada bir içimi deler. Sevda gül dudaklım, bizim için bayat ekmeklere tıkıştırılmış, yoklukta tüketilen mecburi bir keder.
Gecenin rengini yoklarken aşk, zaman tünelinden savruluyor hasret. Yankısı dilde büyüyen bütün sevdaların düş tarlalarına yıldızlar ekiyor insanlar. Toprak aşkla kavrulurken, gök yağmuru gizliyor inadına. Tarumar tükenişlere kapalı kalp gişeleri, bütün filmler soytarılara oynuyor şimdi. Yarının adına umut dedikçe, bugüne ağlıyor bütün kutsal aşklar.
Akan damlalarımdan yeni bir ben isteseydin, yeniden seni sevmek için döllenirdim gözlerinde. Çığlığın olurdum, bana nefesinle dokunduğunda. Ellerin olurdum sarsılışlarında, yeniden senin olmak için. Kadın kokuna sarılırdım tekrar, aşk diyerek beni aradığında. Kuğu gibi yüzerdin düş nehirlerimde, rüyalarım olurdun seni kovaladığım düşlerimin, gözlerin gibi yemyeşil ormanlarında.
Duman yalnızlığımızın avuç içi çizgileridir aşk, her mevsim uğrayan. Baharlar çilek tadında buruk sarılışlarla çalar kapımızı, güzlerimizin gözyaşlarına inat. Kışlar çetin ceviz lekeleriyle sızımızı izler yüksek ve yorgun tepelerden. Bir anlaşılmaz boyuttur yine de sevda, gönlümüzdeki kutsal çelişki yumağınca. Örülür aşkın kazağı, yürekler ısınana dek bıkmaz, yorulmaz beden, rengine gözlerin düşer, ısınır yüreğim, sarılırım şefkatine çocuklar gibi gülerek.
Nemli bir kapsül gibi eksik sevişmelerin yaman ağrılarıyla, biz gecelerin kemendini uykulara geçiririz. Uzakta yıldızlar ayı küskün bakışlarla süzerken dirençlerimizi birbirimize saklarız. Günler sağarız sevdanın şişkin memesinden sabırla, avuçlarımızdaki aşkı bildik hasretlerle sıkarız. En çok gecelerde özleriz yine de birbirimizi, özlemin uzak bahçelerinde kimselere hissettirmeden ağlarız.
Sesimin seni beklediği yankı tepelerinde dünü konuşmak istemiştim yokluğunda. Mevsimleri uğurlarken biz, yaşamın yapraklarıyla nice delişmen günler tüketmişiz değil mi? Hep aynı yarınlardı oysa uykulara aldığımız ve biz belki de o kayıpların altında kalandık. Sen ellerini tutarken sıcak anıların üşüdün, ben avuçlarını düşlerken sensiz bir hayatı ömürle bölüştüm. Geceme resmin düştü gül yüreklim, gülücüğünle dünya denen labirenti bir koşuda geçtim.
Hep doyumsuz anları yiyip bitirerek uçurduk en ölümsüz sevinçlerimizi. Yollara vurarak yorgun bedenimizi yıllar aştık. Hüzünlerle güçlendik, sevgilerin ulaşılmaz ülkelerinde zincirlendik. Geceleri yağan karların mutluluğunu çocukça yaşayamadan, gündüzün kirli labirentlerinde bir parça yaşam somunu düşledik. Yağmurlar yağdı yıllarca kuru umutlarımızın döşeklerine. Heyhat üşüdük, ıslandık, kimi titredik, ama bu yalan küreyi asla tersine çeviremedik.

Selahattin Yetgin
Kayıt Tarihi : 7.1.2007 12:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Yazgıyı yaşanmışlıklardan çıkarınca ırmaklar beslenir gözyaşlarıyla. Sevdanın yaşam iksiriyle yıldızlar düşürürüz sulara. Avuçlarımızdan kayan zamanda yürek mermerimize şiirler yazarız. Yüreğimizde yalnızlığı çoğaltan masalların yapraklarıyla her sevda bir yaşamak hikayesi, her hikaye bir hoşçakala isimdir aslında.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Gönül Bıkım
    Gönül Bıkım

    Sevincin gümüş kadehlerinden zamanı içeriz biz
    Dünlerde anıları, bugünde aşklar yaşarız yarınsız
    Yok saydığımız sevda küllerini denizlere serperek
    Dilimizdeki şarkılarla simli salkımlar asarız asmalara



    Şarkılar susmaz hiç bir zaman yandıkça ateşi kalbimizin. İçimizdeki sesler can verir duygulara. Yüreğinizin ritminin capcanlı kalması dileğiyle.

    Cevap Yaz
  • Gül Can
    Gül Can

    Parmaklarıma yüreğim hükmettikçe hep adın düşüyor günlüğüme. Ruhumun aynalarında tiz çığlıklarınla halaylara durup, nefeslenmelerine şiirler yazıyorum sevinçle......ve umutla. Belki, belki diyorum bir yerde buluşur satırlar cesaretle anlatırlar birbirlerine tüm suskun günlere inatla. Sevda büyüttüğüm yüreğimde kardelen yalnızlığımda susuyorum...

    diye devam etmek geldi içimden umarım hoşgörür ve affedersiniz. Sevgiler...

    Cevap Yaz
  • Türkan Ay Dinçer
    Türkan Ay Dinçer

    Duman yalnızlığımızın avuç içi çizgileridir aşk, her mevsim uğrayan. Baharlar çilek tadında buruk sarılışlarla çalar kapımızı, güzlerimizin gözyaşlarına inat. Kışlar çetin ceviz lekeleriyle sızımızı izler yüksek ve yorgun tepelerden. Bir anlaşılmaz boyuttur yine de sevda, gönlümüzdeki kutsal çelişki yumağınca. Örülür aşkın kazağı, yürekler ısınana dek bıkmaz, yorulmaz beden, rengine gözlerin düşer, ısınır yüreğim, sarılırım şefkatine çocuklar gibi gülerek.
    Nemli bir kapsül gibi eksik sevişmelerin yaman ağrılarıyla, biz gecelerin kemendini uykulara geçiririz. Uzakta yıldızlar ayı küskün bakışlarla süzerken dirençlerimizi birbirimize saklarız. Günler sağarız sevdanın şişkin memesinden sabırla, avuçlarımızdaki aşkı bildik hasretlerle sıkarız. En çok gecelerde özleriz yine de birbirimizi, özlemin uzak bahçelerinde kimselere hissettirmeden ağlarız.

    Cok güzel ve sorgulayici bir yazi okudum. Yütreginizi ve kaleminizi kutluyorum...Türkan DİNÇER

    Cevap Yaz
  • Petek Sinem Dulun
    Petek Sinem Dulun

    Eşkenar anıların kararmış karınca günlüklerinde yuvasını bozan beşkenar anıların peşine yıldız kümeleri düşer,yürekse dallanıp budaklanıp o macerada hakettiği suyu içeçektir kendine direnip.

    tebrik ederim hocam.

    Cevap Yaz
  • Sevil Nizamoğulları
    Sevil Nizamoğulları

    Hep doyumsuz anları yiyip bitirerek uçurduk en ölümsüz sevinçlerimizi. Yollara vurarak yorgun bedenimizi yıllar aştık. Hüzünlerle güçlendik, sevgilerin ulaşılmaz ülkelerinde zincirlendik. Geceleri yağan karların mutluluğunu çocukça yaşayamadan, gündüzün kirli labirentlerinde bir parça yaşam somunu düşledik. Yağmurlar yağdı yıllarca kuru umutlarımızın döşeklerine. Heyhat üşüdük, ıslandık, kimi titredik, ama bu yalan küreyi asla tersine çeviremedik.


    ne yaparsanız yapın bu dünya değişmiyor ...


    tebrikler Selahattin bey


    saygılar

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (6)

Selahattin Yetgin