Her gün yeni bir heyecanla açıyorum gözlerini.
İçimdeki yaşama hevesi her geçen gün biraz daha artıyor.
Odama giren sabah güneşi,
Gecenin ayazına meydan okurcasına yakıyor içimi.
***
Peki, gökyüzünün özgür misafirleri?
Kuşkusuz onlarda heyecanlı ve onlarda mutlu,
Onlarda her kanat çırpışlarında,
Hayatın ne kadar değerli olduğunu anlatıyorlardı sanki.
***
Bugün herkes mutlu ve herkes hayat dolu,
Birazdan mahallenin simitçisi görünür köşe başında.
Kocaman adımları, yırtık pantolonu ve eski bir ceketiyle,
Her sabah olduğu gibi yine bizim kapının önünden geçerdi.
Başında taşıdığı simit tablası,
Gözlerinde uykusuz bir gecenin acısıyla,
Simitlerini satar ve avazı çıktığı kadar bağırırdı.
Kazandığı para ona yetmese de,
Haline şükreder ve evine hep mutlu dönerdi.
***
Bir sabah yine simitlerini satmak için mahalleye geldi.
Suratı asık, yüzü gülmüyordu.
Yanına gelen çocuklar, ’’amca neyin var’’ dediklerinde,
‘’Bir şey yok evladım’’ deyip başını çeviriyordu.
Merak edip gizlice takibe koyuldum.
İki sokak ötede olan evine gitmek için yola çıktı.
Boynu bükük yürürken kaldırımlarda,
Akan yaşları kimse görmesin diye yüzünü saklıyordu.
***
Karşıdan koşa koşa bir çocuk geldi yanına,
‘’Baba aldın mı bisikletimi’’ diye bağırıyordu.
Bizim simitçinin yüzü bembeyaz, elleri açıktı.
‘’Ne yapayım oğlum’’ dercesine yakınıyordu.
***
Sonradan öğrendim,
Eski bir gecekonduda oturuyormuş.
Hasta bir eşi ve küçük birde oğlu varmış.
Eşinin ilaç ve hastane masrafları, belini bükmüş.
Sağa sola da epey de bir borcu varmış.
***
O günden sonra bizim simitçiyi hiç görmedim.
Evlerine gittiğimde komşuları taşındıklarını söylediler.
Acaba karısı iyileşti mi?
Çocuğuna o istediği bisikleti alabildi mi?
Yoksa yeni bir iş mi buldu?
Soruları aklımdan hiç çıkmıyordu
***
Kim bilir dünyada kaç tane simitçi var?
Kaç tane insan var sözünü tutamadığı için yüzü kızaran?
Şirket sahibi, fabrikatörler ve zengin iş adamları,
Acaba hayata bir simitçinin penceresinden bakmışlar mıdır hiç?
***
Oysaki insanlar para içinde yüzerken,
Şanı, şöhreti düşünüp gününü gün ederken,
Zenginliğin gölgesinde yaşayıp giderken,
Bir simitçi kadar alın teri dökebilmişler midir?
Kayıt Tarihi : 16.6.2011 15:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!