Şimdilerde yüreğimde acı bir tortu var.Elimdeki kir değil ki bu sana olan özlemimi yıkayıp geçireyim.Beni saran bu ayaz yüreğimi üşütüyor bu kış günlerinde.Bazen rüyalarımda görüyorum seni.Uyandığımda düşlediğim tek şey sana olan özlemim oluyor.Sensiz olduğum günler o kadar çok ki artık seni özlemek bile düşlemek gibi bir duygu oldu dünyamda.Bulutlar kaybolup gidiyor gökyüzünden.Günümü savuruyorum o bulutların arasına.Alıp götürsün bir daha sensiz günlerim olmasın diye.Yeni sabahlar oluyor.Koşturmalar,korna sesleri,kalabalık otobüs durakları.Çiseleyen yağmur ve koşan insanlar.Soruyorum; yetişmek istediğimiz yerlerin neresi olduğunu biliyor muyuz acaba? Başımı arabanın camına dayayıp düşünüyorum.Gri bu İstanbul havasında.Bu amansız rüzgarın savurduğu sarı yapraklara bakarak.Köprüden geçerken havası gibi denizi de gri yapan İstanbul’un ortasında düşünüyorum.Ne zaman birine sarıldık.Özlediklerimizin acısını çıkarttığımız gibi birine sımsıkı ama gönülden.En son ne zaman hayatımızda çok önemli olan,yüreğimize yakın olduğunu hep anımsatan can dostumuz dediğimize ‘’seni ve sesini özledim’’ dedik.Zaman pervasızca akıp giderken geride bıraktığımız fotoğraflarımıza ne zaman baktık.Çekmecelerimize kaldırıp poşetleyip albümlerin arasına yerleştirdiğimiz resimleri ne zaman hatırladık.Hangi yağmurda yağmuru çok sevdiğini bildiğimiz arkadaşımız,annemiz,teyzemizin kızı hatta belki de eski aşkımızı hatırladık.Yağmur yağarken koşturmak,yetişmek yerine yağmuru gülümseme ile karşılayıp kaybolup giden neleri düşündük.Yağmuru fark ettik mi acaba?
KASIM 2005
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta