Yeşile bürünmüş karlı dağın eteği,
Arılar burdan yapar balı peteği,
Koşar kuzular şımarır çoban köpeği,
Şimdi yaylaya çıkma zamanı.
Ana biz bu dağların doruğunda yetiştik,
Taşında toprağında kavrulup piştik,
Çoşkun çaylarından pınarlarından içtik,
Şimdi yaylaya çıkma zamanı.
Hani nerde koca ninem yörük dedem,
Gitti dönmez geçmişim yitiğim özlemim,
Her ardıçın gölgesinde babamla hatıram,
Şimdi yaylaya çıkma zamanı.
Akşam olup koyun kuzuya kavuşurken,
Bülbüller bağda dertli dertli ötüşürken,
Sevda çiçeği kelebekle buluşurken,
Şimdi yaylaya çıkma zamanı.
Elde iken bilinmezmiş kıymet,
Kaldır başın Emirbabayı seyret,
Ömrü olana bir bahar daha şükret,
Şimdi yaylaya çıkma zamanı.
Çil keklik palazını katmıṣ ardına
Çirkinler düşermiṣ güzeller bahtına
Ezelden oturmuş yâr gônûl yurduma
Şimdi yaylaya çıkma zamanı.
Bir olur mu Emirdağ’la Brüksel’in havası,
Çıkam dedim yok gurbetin yaylası,
Abdil’im öze değer âşığın ağlaması,
Şimdi yaylaya çıkma zamanı.
Altı kıtada son olsun dedim yedi geldi,
Susma dedi her kafiye bahara gıpta etti,
Bizim elin goncası gülü burnumda tüttü,
Şimdi yaylaya çıkma zamanı.
Kayıt Tarihi : 10.5.2022 22:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!