Şimdi Yani / Bir Dönemin Alt Yazısıdır

Müzmin bakışların arasından süzme geçmişimi
Olur da bir hata yakalayacakmışsın gibi
Didik didik etme neyim var neyim yoksa
Sinirleri gerilmiş huysuz bir ev sahibisin
Her sıradan insanı huzursuz edecek kadar
Soğuksun şimdi yani

Gösterişli hüzünlerden bir şölen yaptıysam
Pek saygın eğlencelere boğulduysan bu aralar
Yavan bir erkekten arta kalanları çöpe
Kutsal parmağımdakini havaya attıysam
Her sıradan insanı kutlu edecek kadar
Bir hoşum şimdi yani

Oysa ki her hainin bilindik bir ailesi vardır
Kirli paslı, bir yığın eski püskü arasında
Yaşıyor olsalar da örümceklerle birlikte
Mutlaka ama mutlaka ki bir ailesi vardır
Her sıradan insanı günahkâr edecek kadar
Suçsuzdurlar şimdi yani

Devlete ihaneti bile bira fiyatı gibi konuşur
Belki tartışırlar kendi aralarında
Biranın tadını bilmemiş damaklarıyla
Besmelesiz bir konu bulmuş olmanın mutuyla
Her sıradan insanı yerinde zıp zıp edecek kadar
Fütursuzdurlar şimdi yani

Sineklerin bile keyfinin kaçtığı günlerdeyiz
Capcanlı hayallere inanmışların kıskacında
Avlu duvarlarına yaslanarak dikili kalmış
Bir şaşkınlar ordusunun kof yığınları gibiyiz
Her sıradan insanı budala edecek kadar
Hırslıyız şimdi yani

Hiçbir şeyden pişmanlık duymayan imamlar
Ve arkasından yürüyen koca bir kâbus
Tehlikeli sesler çıkararak homurdanır
Böyle durumlarda devam etmek bitirmekten acıdır
Her sıradan insanı katil edecek kadar
Diken üstündeyiz şimdi yani

Sevecen dış görüntüsünün altında beslediği
Önlenebilir fakat önleyemediği kazalarda
Kıvılcımlar koşuyordu yaktığı sokaklarda
Ve sinirlenince huysuz bir deve gibi solumakta
Her sıradan insanı ölümcül edecek kadar da
Hastalıklıdır şimdi yani

Birlikte yaşadıkları örümcekleri tanımıyorum
Ancak aile fertleri yüz yıllık tanışıklıkta
Gölgeleri, insanı huzursuz edecek kadar yaşlı
Hayatın zor olduğu kıyılara çömelmişler
Her sıradan insanı hain edecek kadar
Puslular şimdi yani

Onların da umutları var yaşam hevesi için
Ama öyle bir bakıyor ki; bir kirpinin bile
Tüm ümitler uğruna dikenleri solup düşüyor
Atların daha iyi koşullarda yaşadığını sanıyor
Her sıradan insanı yalancı edecek kadar
Bilmişler şimdi yani

Gecenin sessizliği, yitirdiğimi hatırlatıyor...
Sivilceli görünüm verdikleri geçmişimi meselâ
Vahşice emilmiş gururumda hal kalmamış
Oysa ki hayat çok kısa.
Her sıradan insanı melek edecek kadar
Duacıyım şimdi yani

Tatilde okuduğu kitaba baka baka gözlerini
Uçsuz bucaksız çöllerde konuşa konuşa dilini
Yılanların bile gitmekten çekindiği
Ücra köşelerde el ayarını maalesef ki bozmuş...
Her sıradan insanı ray dışı edecek kadar
Öfkelidir şimdi yani

Haşmetmeapları her şeye rağmen
Sinirlidir. – Yumrukları havada-
Ürkünçtür. – Gözleri fal taşı mübarek! -
Pehlivandır, nasıl binileceğini bilmediği atta
Her sıradan insanı gülünç edecek kadar
İddialıdır şimdi yani

Küçük istavritleri bile günahkâr ilân eden
Statüleri akıllarından daha fazla savcılarla
Oturup kalkıyor ölülerin ruhları; inanılmaz!
Ölmüş olsalar bile habislikleri hâlâ bitmedi!
Her sıradan insanı ürkünç edecek kadar
Bir tuhaflar şimdi yani

İmam atalarının olması akıllı olduklarına
Delildir sanıyorlar sanırım ya da
Hayatı ciddiye almakla almamak arasında
Gidip geliyor kafaları arafatla arş arasında
Her sıradan insanı zebani edecek kadar
Kuşkulular şimdi yani

Uşakları da ev sahipleri kadar namussuzken
Bir pazar tezgâhının altındaki sepette doğmuşçasına
Satıcı lafbazanlığı yapar on üç yaşındakileri
Soluk güneş, hayra alâmet olmayan bir bulutun ardında
Her sıradan insanı kemirgen edecek kadar
Karanlıktır ortalık şimdi yani

Vatan haini olduğunu bilmiş olsa bile
Haşmetmeaplarını arkasına almadan
Kalemini oynatmayan muhabirler var
Ve arkasında olmadığını bilince susar
Her sıradan insanı muhbir edecek kadar
Haber dolular şimdi yani

Ben ise, burnu geçebilsin diye geri çekildim
Ayak seslerine eşlik eden kurbağaları
Bir zamanlar prens oldukları varsayımlarından
Münezzeh tutarak hayvanlıklarından selâmladım
Her sıradan insanı cin edecek kadar
Büyülüdürler şimdi yani

Sordu arkalarından alkış tutan halk adamı
' – Kimi aradın? '
Bilmiyorum diyemezdim, ben de ona sordum
' – Kim var? '
Her sıradan insanı aranan edecek kadar
Bilinmeziz şimdi yani

Gelenek yüklü bir havayı sırtlayıp omuzuma
Karnını kaşıtmak için yuvarlanan köpekleri
Ve bu huyları öğrendikleri tüm sahiplerini
Es geçtim gittim bir nefesle; burada duramıyorum
Her sıradan insanı mikroplu edecek kadar
Yapışkanlar şimdi yani

Nasıl oldu bilmiyorum; dağın yüzüne doğru
Elini dayamış ve bana bakıyorken; birden
Atatürk'ü gördüm.
Konuşmuyordu ama ben sözlerini adeta içiyordum.
Her sıradan insanı ulvi edecek kadar
Şanslıyım şimdi yani

Ardında öfkeli kadınlar bırakmıştı Atatürk
O'nu doğuramayan ana olmanın kızgınlıkları
Bu kadınların bakışlarında
Akik taşını kesebilirler bu bakışlarla
Her sıradan insanı nankör edecek kadar
Hayıflılar şimdi yani

Dedi ki bana:
'İnsanlar üzülecekti eğer yapmasaydım yaptığımı
Ve yapsaydım yapmaya zorladıklarını
İnsanlar üzülecekti, en çok sevdiklerim meselâ
Her sıradan insanı vatansız edecek kadar
Marazlıdırlar şimdi yani'

Bütün kalbimle nefret ettiğim durumları
Burgu gibi sorularla konuştuk Atatürkle
Hatları öylesine tatlıydı ki
Oturup ağlayasım geliyordu karşısında
Her sıradan insanı duygusal edecek kadar
Duyguluyum şimdi yani

Belli ki mühim biri olduğumu düşünüyordu
Onun yerinde olsaydım ben de konuşur muydum?
Valla hiç bilmiyorum. Ancak o bir ustaydı
Yaban yaşamı çabucak elimden silip aldı
Her sıradan insanı şaşkın edecek kadar
Yetenekli şimdi yani

Bu deniz gözlüyü yaratırken Tanrı
Meramını gayet iyi anlatmıştı
Neden böyle düşündüğümü ben de merak ediyorum
Ancak asaleti, kafasının içindeki kadar değerli
Her sıradan insanı hayran edecek kadar da
Mütevazi şimdi yani

Kişiliklerinin boyaları tümden akmış cemaate
Belli ki verecek bir hutbesi daha yoktu
Patırtı çıkarmaya gerek olmadığını bilen biriydi
Isırıcı parlaklığıyla düşmanı çatlatırdı
Her sıradan insanı kılıçdar edecek kadar da
Coşkuludur şimdi yani

Kibarca mırıldanarak konuşanları
Damarlarındaki kandan tanırdı
Hileyi sevmezdi, belli dürüst adam
Hınçlı bitler saçlarına konamazdı
Her sıradan insanı inmeli edecek kadar
Uluydu vesselâm...

Hırsından çatlayanlar inanamazdı yakışıklılığına
Hınçla yüzüne tükürüp, boyası aktı mı diye
Bakmak isterlerdi hep, fakat sonu hüsran
Mülküne el koydukları halde dost değiller hâlâ
Her sıradan insanı düşman edecek kadar
Karşıtlar şimdi yani

Vefa borçlu olduklarını incitme sanatında
Hayli hızlı ve büyük adımlar attılar
Şakalarına güldükleri için birbirlerini
Soğukkanlılardan daha gerçekçi sandılar
Her sıradan insanı sinir edecek kadar
Alınganlar şimdi yani

Ve tüm bu olanlar yüzünden benim
Yumruğumu acıtmamın hiç gereği yok
Belki sessiz serzenişim birilerine dokunur
Ve anlaşılabilir neden bu kadar ünsüzüm
Her sıradan insanı duman edecek kadar
Sakinim şimdi yani

Aslında sözlerimle kendime dehşetli bir darbe
İndirdiğimin gayet farkındayım
Bir şeyler olmasını bekleyerek gün sayarken
Ortalık daha da bir kararıyor her saniyede
Her sıradan insanı ortalık edecek kadar
İktidarlar şimdi yani

Hal böyle olunca kişiliğimin iyi yanları
Tenha köşelerime saklanıp kalıyor
Varlığımı, aşağılanmış bir köpeğin
Umursamazlığıyla karşılıyorlar
Her sıradan insanı asi edecek kadar
Yangınım şimdi yani

Bitkin görünüşlü çelenklerle süsledim
Ilık at kokulu gelecek günlerimi
Güneş içindeki denize sürüp gemilerimi
İnsanlık çorbasına döndürdükleri bu yerden gitmeliyim
Her sıradan insanı gezgin edecek kadar
Yolcuyum şimdi yani

Gittin mi, yer yarılsa gök yıkılsa dönmeyeceksin!
Geldin mi, kıyamet kopmadan gitmeyeceksin!
İşte böyle haykırtıp kalabalıkları
Ezberimde olanlarla birlikte gidiyorum, çünkü
Her sıradan insanı kırgın edecek kadardır bu olanlar
Haksız mıyım şimdi yani? ...