Şimdi seni bekliyorum Efendim
Boynu bükük, üzgün
Şimdi seni bekliyorum Efendim
Çaresiz ve yorgun
Anlayan yok halimin dilinden
Senden başka tutacak da yok elimden
Ahu eninim yükseliyor derinden
Kan akıyor sanki yaralarımdan ta gönülden
Ne isterler ki Efendim
Sana ve sevdiğine ayırdığım O yerden
Açılan savaş kuşattı bizi her yerden
Dön gel Efendim gittiğin o yerden
Ne barınma hakkı var bize
Ne arınma hakkı ulaşmak için size
Seni anmak suç, seni sevmek suç
Gel ey sevgili yerleş kalbimize
Devletlerimiz, nimetlerimiz yetmedi mi ki onlara?
Ne istediler bizden, göz diktiler yavrularımıza?
Sadece sevmiştik, neden savaş açtılar sevdamıza?
Gel Efendim! Dünyayı verdik yetmedi mi onlara?
Gel Efendim her yanımız kan kırmızı?
Doğmadı bir türlü şeyda yıldızı
Düşmanın dinmiyor hiç hızı
Gel Efendim! Kurtar bu kimsesiz yalnızı...
Kaç bahar geçti ki bilmem sizsiz, kimsesiz...
Her rebiül evvel gözlerim kapıda, dilim sessiz.
Ebrehe kaç defa saldırdı Kâbe’mize, kıblemize
Gelirsin sandık, bekledik, yılmadık, bıkmadık Efendim
Gel efendim gel, bu ümmet bekliyor senin gibi bir el
Gel Efendim gel, bu ümmet seni çok özlüyor gel
Gel efendim gel, kardeşliğimiz adına, göz yaşının yadına
Yalnız bırakma bizleri, bir kerecik olsun göster cemâlini
Sonra ya bizi de yanına al ya sende bizimle kal
Ama geç kalma sultanım, Efendim
atla Burak’ına
Cibril’i de al yanına
Çar-ı yari güzin ile
Tez yetiş imdadımıza...
6-4-2006 11:28
Hacıbayram
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta