Kırmızı bir gül açtı Beyaz karlar altında.
Kar çiçeklerine inat,
Sislerin arasında,
Gönlümün yarasında.
Kar yaktı,
Yürek dondu.
Solmadı, yok olmadı, inancımın umudu.
Gül dalında Beş yaprak,
Gövdesinden koparak,
Ucunda bir tomurcuk ve ebedi yolculuk
Matem vatan sathında,
Ruhu Rahman katında,
Bir gül, karlar altında.
Bu yolculuk ebedi
Ey! Sonsuzluğun sahibi
O, sana geldi.
Buz gibi soğuk taş duvarlar arasında
Demir parmaklıklardan sızan güneşe bakıp,
Baharı hayal etti.
Çöl sıcağında bir yudum suyun özlemi gibi.
Kekik kukulu koyaklardan aşarak
Nane kokuları arasında bir çeşme başına uzanıp
Ruhunu dinlemek vardı hülyalarında
Hep baharı özledi,
Bahar vardı rüyalarında.
Hey haat!
Dağlarda kar var
Sisler arasında yar.
Kar üşüdü,
Yüreğimde kor üşüdü
Yaşlar dondu, gözümde fer üşüdü.
Mahşeri kalabalık Ay yıldızlı tabutun arkasından yürüdü.
Allah bir,
Dillerde Tekbir.
İhtişamla geldiler.
Tacettin dergâhına,
Mehmet Akif yurduna,
Cismine aldanarak sanmayın ki öldüler.
Dememiş miydi Akif “ İsteme benden makber
Aguşunu açmış bekliyor seni, Peygamber.”
Ne demir parmaklıklar,
Ne soğuk beton duvar,
Üşümek yok artık,
Ey! Habib’in mahbubu
Şimdi mevsim Nev Bahar.
Türk-İslâm sevdalısı,
Kutlu dava yolcusu:
Sana gıpta ediyor, seni düşünüyorum.
Benim, benim karlar altında,
Şimdi ben üşüyorum.
Kayıt Tarihi : 6.10.2010 12:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!